Türkiye Maarif Vakfı tarafından yürütülen ve altı kıtadan öğrencileri Türkçe aracılığıyla bir araya getiren "6 Kıta 1 Dil" projesi, Türkçe Mini Belgesel Yarışması ile sona erdi. Projenin final etabı, Türkiye Maarif Vakfı Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi.Yarışmada farklı ülkelerden gelen gençler, kendi kültürel değerlerini Türkçe videolarla tanıttı. Finalde Etiyopya, Çad, Suriye, Tunus, Arnavutluk, Fransa ve Afganistan’dan öğrenciler, ülkelerinde hazırladıkları 5-7 dakikalık belgesel videolarla yarıştı. Yarışmanın birincisi, Afganistan’dan Erdoğan Zaman oldu.Programda Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut M. Özdil, yarışmaya katılan öğrencileri tebrik ederek şunları söyledi: "Türkiye Maarif Vakfı olarak 64 ülkede eğitim faaliyetleri yürütüyoruz. Farklı kültürlerden gelen öğrencilerimizin hem kendi kültürel değerleriyle uyumlu bir eğitim almaları hem de Türkçeyi etkin bir şekilde öğrenmeleri bizim için büyük önem taşıyor. Bu proje sayesinde öğrenciler arasında kültürel etkileşim de güçleniyor."Özdil ayrıca, öğrencilerin kendi kültürlerini Türkçe anlatmalarının projenin temel hedeflerinden biri olduğunu vurgulayarak, TMV'nin faaliyet gösterdiği ülkelerin kültürel zenginliklerini bu vesileyle daha yakından tanımaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Programa Türkiye Maarif Vakfı Başkanvekili Ahmet Emre Bilgili ve AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten de katılarak birer konuşma yaptı."6 Kıta 1 Dil" Projesi Nedir?"6 Kıta 1 Dil" projesi kapsamında toplam 43 ülkeden öğrenciler yer aldı. Proje süresince çevrim içi sunumlar ve bilgi yarışmaları düzenlendi. Finale kalan öğrenciler İstanbul gezisiyle ödüllendirildi.Öğrenciler; yerel bayramlar, masallar, yemek kültürü, geleneksel kıyafetler, el sanatları, danslar, mimari yapılar ve düğünler gibi konularda Türkçe sunumlar yaparak hem kendi kültürlerini tanıttılar hem de diğer ülkelerin kültürlerini tanıma fırsatı buldular....
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) ile International American Academy of Kosovo (IAAK) arasında eğitim alanında işbirliği protokolü imzalandı. Protokolle Türkiye Maarif Vakfı Kosova eğitim-öğretim faaliyetlerine başladı. Protokolü TMV adına Yönetim Kurulu Üyeleri Yunus Torpil ile Ahmet Türkben, IAAK adına ise Azemine Kukaj-Kajoshi imzaladı. Türkiye Maarif Vakfının Kosova'daki ilk faaliyeti olan bu protokolle IAAK Kolejinin eğitim faaliyetlerini sürdürürken eş zamanlı olarak Türkiye Maarif Vakfı standartlarına kavuşması hedefleniyor. TMV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Türkben, Türkiye Maarif Vakfının, IAAK ile gerçekleştirdiği işbirliğinin kaliteli bir eğitim seviyesine dönüşeceği konusunda bu okulun öğretmenlerine, yönetim kadrosu ve velilerine güvendiklerini söyledi. Maarif standartları ile okulun mevcut standartları karşılaştırılarak kurumun fiziki imkanları, yönetim ve organizasyonu ile eğitim-öğretim süreçlerinin Maarif standartlarına yükseltilmesi için çalışacaklarını vurgulayan Türkben, “Bu protokol çerçevesinde Türkiye Maarif Vakfı Kosova'da eğitim faaliyetlerine başlamış bulunmaktadır. Eğitimin daha kaliteli hale gelmesi için buradaki öğretmenlerimiz ve yönetici kadromuzla birlikte gayret edeceğiz. Bu işbirliği her alanda hem öğrencilerimiz hem velilerimiz hem Kosova ve Balkanlar hem Türkiye ve bütün gönül coğrafyamız için bütün güzelliklerin başlangıcı olacaktır.” dedi. TMV Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Torpil de Maarif Vakfının önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde Balkan ülkelerinin yarısında eğitim öğretim faaliyetlerinin başlayacağının müjdesini verdi. Torpil, “Buradan başlattığımız bu eğitim ve öğretim faaliyeti inşallah bütün Balkanları kucaklayacaktır. Bu teşebbüsümüzün başta Kosova için Kosova'nın geleceği için ve bütün Balkanlar ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu. IAAK Koordinatörü Azemina Kukaj-Kaloshi de bugün imzalanan protokolün kendileri açısından tarihi ve özel olduğunu, daimi amaçlarının eğitim kalitesini yükseltmek konusunda çalışmalar yürüten böylesi kurumlarla işbirliği yapmak olduğunu belirtti. Kaloshi, “Maarif kısa bir geçmişi olmasına rağmen profesyonel anlamda kendini kanıtlamış bir vakıf. Ayrıca bu vakfa güvenimiz Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı gözetiminde faaliyet göstermesinden kaynaklanıyor. Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı eğitim kalitesi bakımından uluslararası düzeyde kendini kanıtlamış bir kurum." ifadesini kullandı. KAYNAK: ANADOLU AJANSI/ 25.04.2017...
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, aralarında Fetullahçı Terör Örgütünün Pakistan'daki yapılanması hakkında 2007 yılında kitap yazan Ebu Lübabe Şah Mansur'un da yer aldığı Pakistanlı basın mensuplarını makamında kabul etti. Heyete, Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Hasan Yavuz eşlik etti. Mevlid Kandili'nde Pakistan'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Görmez, Türkiye ile Pakistan halklarının, aralarında çok yüksek bir sevgi ve muhabbet bulunan, birbirlerine gönülden bağlı iki millet olduğunu söyledi. Görmez, Türkiye ile Pakistan'ı "kardeş olmanın ötesinde ikiz kardeş" olarak nitelendirdi. Pakistanlı İslam alimi Muhammed İkbal'in, dünyaya bakışında en çok beslendiği alimlerden biri olduğunu vurgulayan Görmez, Mevlana'yı ve onun felsefesini sadece Pakistan'a değil aynı zamanda Batı'ya da taşıdığını kaydetti. "Allah'ın kitaptaki ayetleri ile kainattaki ayetleri ayıramazsınız" Diyanet İşleri Başkanlığının tarihi ve yapısı hakkında heyeti bilgilendiren Görmez, şöyle konuştu: "Bizim ilim tarihimizde çok ciddi bir kırılma noktası vardır. O da ilmi bilginin 'dini' ve 'dini olmayan' diye birbirinden ayrılmasıdır. Pakistanlı kardeşlerimizle medrese hocalarıyla oturup konuşacağımız en önemli konu budur. Kuran-ı Kerim'in bilgiyle ilimle ilgili ayetlerine baktığımızda bu ayrım Kuran'a aykırıdır. Çünkü İslam'a göre, bir Kuran'ın ayetleri bir de kainatın ayetleri var. Allah'ın kitaptaki ayetleri ile kainattaki ayetlerini birbirinden ayıramazsınız. Dolayısıyla matematik ne kadar dini bir ilimse, tefsir o kadar dini bir ilimdir. Bizim kadim medreselerimizde tefsir, fıkıh, usul hiçbir zaman fizikten, kimyadan, matematikten, astronomiden ayrılmadı." "İçtihatsız cihad olmaz" Kendisinin kabul ettiği felsefenin makam odasındaki levhada yazılı olduğunu belirten Görmez, levhadaki Arapça hattı şöyle tercüme etti: "Kalbin semasına doğan ilk ışık hikmet yıldızıdır, sonra ilim ayıdır, sonra marifet güneşidir. Hikmet yıldızının ışığında eşyanın hakikati müşahede edilir. İlim ayının ışığında mana alemi müşahede edilir. Marifet güneşinin ışığında ise Allah Tealayı müşahade edersiniz." Bu sözün Kanuni Sultan Süleyman zamanında Çankırı'da adına yapılan caminin kubbesine nakşedildiğini aktaran Görmez, "Bir alim, bir arif, bir de hakim var. İlmin sahibine alim, hikmetin sahibine hakim, marifetin sahibine de arif diyoruz. Bu üçü birbirinden ayrıldığı zaman biz bütünü kaybediyoruz. Maarif Vakfı inşallah bu bilgiyi bir bütün olarak Pakistan'a getirecek. Siz de biz de yardımcı olacağız. Pakistan'da hikmet de marifet de ilim de var. Fakat ayrı ayrı duruyor. Bunları birleştirmek gerekiyor. Burada da bir usule muhtacız." şeklinde konuştu. Muhammed İkbal'in "İslam bir yoldur, durak veya menzil değildir" sözüne atıfta bulunan Görmez, bu yolun sabiteleri ve değişenleri olduğunun altını çizdi. Hudutun değişmediğini, yolun sınırları olduğuna dikkati çeken Görmez, "Yolun içinde hareket değişmez, hareket halinde olmalısınız. İki hareket var. Biri cihat, biri içtihat ama cihat, DAEŞ'in yaptığı gibi adam öldürmek değil. Cihat, marufu, iyiliği egemen kılmak için yaptığınız her iştir. İçtihatsız cihat olmaz. Bizi yolda hedefe götüren işaretlere ayet diyoruz. Ayetler sadece kitapta yok aynı zamanda kainatta var. Bunları birbirinden ayıramazsınız." değerlendirmesinde bulundu. KAYNAK: ANADOLU AJANSI/ 13.04.2017 ...