Eylül 25, 2017
Türkiye Maarif Vakfı ile Yunus Emre Enstitüsü arasında 22 Eylül 2017 Cuma günü “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi” alanında işbirliği protokolü imzalandı.
İnsanlığın ortak birikimini ve Anadolu’nun kadîm irfan geleneğini esas alarak okul öncesinden üniversiteye kadar bütün dünyada eğitim faaliyetleri yürüten Türkiye Maarif Vakfı (TMV) ile Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak için dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü (YEE), “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi” alanında iş birliğine gitti. İş birliği protokolü, Yunus Emre Enstitüsünün Ankara Ulus’taki merkez binasında, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ve Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün tarafından imzalandı. Protokol kapsamında; TMV, imkânları doğrultusunda YEE tarafından yurt dışında açılan Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri ve temsilcilikleriyle, anlaşması bulunan kurum ve kuruluşlarda yürütülen her türlü eğitim ve kültür faaliyetine katkı sağlayacak. Vakıf, öğretmen ve tanıtım desteğinin yanı sıra kendi personeline sağladığı her türlü eğitim, barınma, sosyal, kültürel ve sportif imkânlardan da YEE personelini yararlandıracak.
Törende konuşan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, “Huzurlarınızda ev sahibimiz olarak Yunus Emre Enstitümüze çok teşekkür ediyorum. Kuruluşumuzdan bu yana Yunus Emre Enstitüsü ile çok yakın çalışıyoruz. Yapılan protokolün her iki kurumun yurt dışında güçlü şekilde stratejik işbirliğinin temelini oluşturacağını belirten Akgün, “Her iki kurum da yurt dışında bundan sonra daha güçlü olacak ve birbirlerine daha fazla yardımcı olacaktır. Yeni açtığımız pek çok okulumuz var. Önümüzdeki yıl bir anlamda atılım yılımız olacak. Bu çerçevede bizim olduğumuz yerlerde biz ev sahipliği yapacağız, Yunus Emre Enstitüsünün olduğu yerlerde ise onlar ev sahipliği yapacaklar.” diye konuştu.
“Enerjimizi ve imkanlarımızı birleştireceğiz”
Güçlerini ve imkanlarını birleştireceklerini dile getiren Akgün, şunları kaydetti: “Bu bir mücadele, bu milletin beka davasıdır. Kendi içinde yaşadığımız sorunların uluslararası alanda da takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu zamana kadar Türkiye’nin yurt dışındaki kültürel diplomasisini temsil ettiğine inandırılan bazı kesimler bugün Türkiye aleyhine çalışıyorlar. Farklı bir Türkiye karşıtı lobi oluştu. Hem eski hem de yeni oluşan Türkiye karşıtı lobilere karşı Türkiye’nin kendi imkânları ile kurduğu ve şeffaf bir şekilde hizmet veren Türkiye Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü güçlerini birleştirecekler. Sadece biz değil bizim gibi yurt dışında çalışan TİKA ve YTB gibi diğer kurumlarla da çalışıyoruz. Bu kurumların, iş birlikleri sayesinde, sahadaki çalışmalardan daha kaliteli ve hızlı sonuç aldıklarını göreceksiniz.”
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, imza törenin ardından yaptığı konuşmada, Yunus Emre Enstitüsünün ve Türkiye Maarif Vakfının yurt dışında Türkiye'nin bütün birikimini, dilini, kültürünü, edebiyatını, sanatını, tarihini ve modern kazanımlarını uluslararası ilişkilerde çok önemli yeri olan kültürel ve bilimsel diplomasi vasıtasıyla dünyaya aktardığını belirten Ateş, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarının yurt dışında, özellikle kültürel faaliyetler konusunda iş birliği yapması gerekiyor.” dedi.
Prof. Dr. Şeref Ateş, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'nin sesi, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle çok daha geniş bir coğrafyaya yayılacağı için, birçok alanda iş birliğini öngören bu kapsamlı anlaşma büyük önem arz ediyor. Yunus Emre Enstitüsü ya da Türkiye Maarif Vakfı; kim nerede var ise kim hangi ülkede önce kurulmuş ise diğer kuruma yardımcı olacak ve birlikte hareket edecek. Bu protokol, özellikle yıllardır yurtdışında Türkiye'yi temsil ettiğini iddia eden Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı da güçlü bir cevap niteliğindedir. Türkiye'de bu örgüt tamamen bastırıldı. Sorumlu ya da teröre bulaşmış olanlar tutuklandı ama yurt dışında serbestçe dolaşıyorlar ve hâlâ bazı uluslararası ortamlarda Türkiye'yi temsil ettiklerini iddia etmeye devam ediyorlar. Devletimiz her zaman saldırıya maruz kalmıştır ancak her saldırıda kendini toparlamıştır. Toparladıktan sonra da gereğini yapmıştır.” dedi.