Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Senegal Okulları, öğrencilerin cuma günleri geleneksel kıyafetleriyle okula gittiği "Cuma Selamlığı" projesiyle hem ülke geleneklerini yaşatmaya çalışıyor hem de öğrencilerin kendi kültürleriyle bağını güçlendirmeyi hedefliyor.Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 95'inin Müslüman olduğu Senegal'de cuma günü halk geleneksel kıyafetler tercih ederek, daha özenli giyinmeye dikkat ediyor. Yediden yetmişe Senegalliler, kadın erkek fark etmeksizin cuma günleri, parlak kumaşlarla hazırlanan "boubou" ismi verilen rengarenk geleneksel kaftan ve elbiseler giyiyor.TMV Senegal Okulları da normalde forma giyen öğrencilerinden cuma günleri okula geleneksel kıyafetlerle gelmelerini istiyor. Dakar Sacre Coeur Koleji'nde Türkçe öğretmeni Furkan Şişman tarafından hazırlanan "Cuma Selamlığı" isimli projeyle öğrencilerin kendi kültürleriyle bağının güçlenmesi hedefleniyor. - Afrika Evi'nin davetlilerinden ilham aldıAA muhabirine projenin detaylarını anlatan Şişman, ilhamını 2022'de Dünya Gönüllülük Günü kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Afrika Evi programında geleneksel kıyafetler giyen Afrikalı davetlilerden aldığını söyledi. Birbirinden renkli ve farklı kıyafetler tercih eden Afrikalı konukların, kültürlerinden bir parçayı üzerlerinde taşımaktan gurur duyduğunu gözlemlediğini vurgulayan Şişman, projeye de bu gözlemi sonrası karar verdiğini kaydetti. Şişman, "Senegal'de insanlar genelde cuma günleri yerel kıyafetlerle dışarı çıkarıyorlar. Biz de bu geleneği okulumuza nasıl uyarlayabiliriz diye düşündük ve böyle bir proje yapmaya karar verdik. Cuma günleri öğrencilerimizi okula yerel kıyafetleriyle davet ediyoruz ve böylece kendi kimlik ve değerlerini korumalarının da önünü açıyoruz." dedi.Velilerin de bu uygulamadan çok memnun olduğunu belirten Şişman, "Hızla küreselleşen dünyada toplumlar kendi kimliklerini kaybederken biz elimizden geldiğinde Senegallilerin bu gelenekleri yaşatmalarına destek olmak istiyoruz." diye konuştu.- "Geleneksel kıyafetlerle okula gittiğimde kendimle gurur duyuyorum" Dakar Sacre Coeur Koleji öğretmenlerinden Mamadou Diop da projenin hem öğrenciler hem de öğretmenlere köklerine dönme fırsatı verdiğini söyledi.Diop, "İlk Cumhurbaşkanımız Leopold Sedar Senghor'un da dediği gibi dünyaya açılmak için önce köklerinize sahip çıkmanız lazım. Öğrenciler evvela sahip oldukları değerleri, kimliği ve gelenekleri öğrenecek ki akabinde dünyayı keşfedecek. Bu açıdan projeyi çok yararlı buluyorum." ifadesini kullandı.Öğrencilerden Maimouna Lakh da "Geleneksel elbiselerimi giyerek okula geldiğimde hem kendimi çok daha iyi hissediyorum ve kendime güvenim artıyor." dedi.Bir diğer öğrenci Vassor Seck de "Geleneksel kıyafetlerle okula gittiğimde, kendi kültürümden bir parçayı üzerimde taşıyabildiğim için kendimle gurur duyuyorum ve bu beni çok motive ediyor." diye konuştu. Cuma Selamlığı projesi, TMV'nin "Eşit ve daha adil bir toplum ve sürdürülebilir bir gelecek için eğitim" temasıyla 6-7 Aralık'ta çevirim içi düzenlediği 4. İstanbul Eğitim Zirvesinde de "eğitimde iyi örnekler" ödülüne layık görüldü....
Bosna Hersek Maarif Okulları, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı iş birliğiyle yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında el dezenfektanı üretimi gerçekleştirdi. Proje kapsamında salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan malzemeler temin edilerek, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından tavsiye edilen reçeteye göre 500 litre el dezenfektan üretildi. El dezenfektanları ülkedeki eğitim ve sağlık kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarına da dağıtılıyor. Saraybosna Maarif Lisesi’nde kimya öğretmeni olarak çalışan Adel Polutak, salgınla mücadelede Bosna Hersek’e bu tarz bir projeyle katkı sağlamaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Destek verilen kurumlardan Saraybosna İşitme Engelliler Merkezi çalışanı Naim Salkovic de Türk halkına ve devletine teşekkür ederek, Türkiye Maarif Vakfı ve TİKA ile iş birliği içinde özel gereksinimli çocuklar ile gençlerin eğitim ve yaşam şartlarının iyileştirilmesine katkı sağlanmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti....
Türkiye’nin Dakar Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türkiye Maarif Vakfına ait okulları ziyaret etti. Büyükelçi Kavas, Senegal’in başkenti Dakar’daki Maarif Vakfına ait İba Der Thiam ve Dakar Kolejinde yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle yapılan uzaktan eğitim faaliyetlerini yerinde gözlemledi. Sınıfları gezerken bilgisayar başına geçip online derse katılarak öğrencilere sürpriz yapan Kavas, öğretmenler ve idarecilerden çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Senegal’de Maarif Okulları, başkent Dakar’ın yanı sıra eski başkent Saint Louis ve Thies kentinde bulunuyor....
Kamerun Cumhuriyeti Ortaöğretim Bakanı Pauline Nalova Lyonga Egbe ve beraberindeki heyet, Kamerun Maarif Okulları Yaounde Kolejini ziyaret etti. Türkiye Cumhuriyeti Niamey Büyükelçisi Ayşe Saraç’ın da eşlik ettiği Bakan Egbe’nin ziyareti sırasında ülke temsilcisi ve okul yöneticileri hazır bulundu. Bakan Egbe ve aralarında Ortaöğretim Bakanlığı Bölge Müdürü ile çok sayıda bürokratın yer aldığı heyet, Türkiye Maarif Vakfı tarafından ülkede verilen uzaktan eğitim çalışmalarını yerinde inceledi. Ardından heyetin okul idaresine sorduğu; derslerin nasıl işlendiğine, öğretmen-öğrenci iletişiminin nasıl sağlandığına, uzaktan eğitim süreçlerinin nasıl yürütüldüğüne ilişkin sorulara, Maarif öğretmenleri ve öğrencileri tarafından demo derslerle uygulamalı olarak cevap verildi. Bakan Egbe’ye derslerin dışında Türkiye Maarif Vakfı merkez birimlerince hazırlanan aile rehberi, personel rehberi, haftalık etkinlikler gibi çalışmalar da gösterildi. Pauline Nalova Lyonga Egbe yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Kamerun Hükümeti’nin de uzaktan eğitim çalışmaları yürüttüğünü ancak istenilen seviyeye ulaşılamadığını, bu konuda Türkiye Maarif Vakfı ile iş birliğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Özellikle öğretmenlerin eğitimi noktasında duyulan ihtiyaçlarına dikkat çeken Egbe, Türkiye Maarif Vakfının çalışmalarından ülkenin uzaktan eğitim alt yapısının güçlendirilmesi amacıyla yararlanacaklarını ifade etti. Çalışmalardan duyduğu memnuniyeti belirten Egbe, yakın zamanda uzaktan eğitim konusunda işbirliği için daha sık görüşüleceğini söyledi....
Gana Cumhurbaşkanı Yardımcılığında Devlet Bakanı Abu-Bakar Saddique Boniface, başkent Akra’da faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı Kreş ve Anaokulunu ziyaret etti. Türkiye’nin Akra Büyükelçisi Özlem Gülsün Ergün ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Ganalı Bakan Boniface, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını sonrası Maarif Okulunda başlatılan uzaktan eğitim sistemini gözlemledi.” dedi. Akra Büyükelçiliğinin daveti üzerine ziyaretin gerçekleştiğini dile getiren Ergün, “Bakan Boniface, Türkiye Maarif Vakfı tarafından sağlanacak benzeri eğitim imkanlarının ülkenin diğer şehirlerine de yayılması temennisini dile getirdi.” ifadesini kullandı. Ergün, Maarif Okulunun Eylül 2019’da Akra’da faaliyete geçtiğini anlatarak, ziyaret vesilesiyle Ganalı yetkililere, okulda uygulanan müfredatın tanıtımının yapıldığını ve ileriki dönemlerde atılması öngörülen adımlarla ilgili bilgi verildiğini söyledi. Devlet Bakanı Boniface’nin ziyareti vesilesiyle Türkiye Maarif Vakfı Gana Temsilciliği de Vakfın küresel vizyonu ile Afrika ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) bölgesindeki faaliyetleriyle ilgili bilgi verdi. ...
Türkiye'nin küresel eğitim markası haline gelen vakıf, 43 ülkede 9'u eğitim merkezi, 1'i üniversite olmak üzere 332 eğitim kurumu ile 42 yurtta, 38 bin 846 öğrenciye eğitim-öğretim hizmeti veriyor. Yurt dışında okul öncesinden üniversiteye kadar örgün ve yaygın eğitim hizmeti vermek amacıyla kurulan ve kısa sürede küresel bir eğitim markası haline gelen Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye'nin eğitimde ülke dışındaki bayrak taşıyıcısı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. TBMM Genel Kurulunda 17 Haziran 2016'da çıkarılan 6721 sayılı kanunla kurulan ve 1 Eylül 2016'da faaliyetlerine başlayan vakıf, 4. yılını kutluyor. 19 ülkede FETÖ/PDY iltisaklı 214 okulu devraldı Kurulduğu günden bugüne 104 ülke ile resmi temas kuran ve 52 ülkede temsilcilik ofisi açan vakıf, Afganistan, Çad, Ekvator Ginesi Cumhuriyeti, Etiyopya, Fildişi Sahili, Gabon, Gine, Kamerun, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kongo Halk Cumhuriyeti, Mali, Moritanya, Nijer, Pakistan, Somali, Sudan, Tunus, Venezuela ve Irak olmak üzere 19 ülkede FETÖ iltisaklı 214 okulu devraldı. 42 ülkede de okulların devri ve yeni okulların açılması amacıyla 64 farklı protokol imzaladı. 23 ülkede 108 yeni okul açıldı Ayrıca vakıf, ABD, Afganistan, Arnavutluk, Avustralya, Bosna Hersek, Burundi, Cibuti, Gambiya, Gana, Gürcistan, Irak, Kongo Cumhuriyeti, Kosova, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Moritanya, Romanya, Sao Tome & Principe, Senegal, Sierra Leone, Somali Federasyonu ve Tanzanya olmak üzere 23 ülkede 108 yeni okul açtı. 43 ülkedeki 332 eğitim kurumunda 40 bine yakın öğrenciye eğitim Türkiye'nin küresel eğitim markası haline gelen Maarif Vakfı, 43 ülkede 9'u eğitim merkezi (Afganistan, Almanya, Avusturya, Fransa, Kosova, Belarus ve Belçika), 1'i üniversite (Arnavutluk) olmak üzere 332 eğitim kurumu ile 42 yurtta, 38 bin 846 öğrenciye eğitim-öğretim hizmeti veriyor. Vakıf, okullarında modern fen bilimleri, sosyal bilimler, robotik kodlama ve bilişim teknolojileri, yerel milli kültür, Türkçe ve en az bir yabancı dil eğitimi sunuyor. Özellikle Türkçe öğretimine özel önem veren vakıf, mezun her öğrencinin B2 düzeyinde Türkçe öğrenmesini hedefliyor. Bu amaçla bir yıllık çalışma sonucu Örgün Eğitimde Yabancılara Türkçe Öğretimi Müfredatını tamamlayan vakıf, kendi özgün müfredatını ve eğitim modelini oluşturuyor. Yurt dışında gerçekleştirdiği eğitim fuarlarıyla nitelikli öğrenciler için Türkiye'deki üniversitelerin tanıtımını yaparak, Türk eğitim sisteminin uluslararasılaşmasında önemli bir görevi de yerine getiren vakıf, Türkiye'yi uluslararası eğitimde bir cazibe merkezi yapmayı hedefliyor. Türkiye Maarif Vakfı, sunduğu nitelikli eğitim ile insanlığın dönüşüm ve kalkınmasına katkı vermenin yanı sıra yurt dışında Türkiye dostu gençler yetiştirerek, önemli bir kamu diplomasisi faaliyeti gerçekleştiriyor. "Türkiye'nin yurt dışına eğitim alanında açılan kapısı" Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, vakfın kuruluşu sonrasında Türkiye'nin 15 Temmuz'da çok acı ve trajik bir darbe girişimi yaşadığına değindi. Vakfın yurt dışında bulunan FETÖ okullarının Türkiye'ye yeniden kazandırılması konusunda çalışmalara yoğunlaşması nedeniyle daha çok bu okulların ülkeye devriyle uğraşan bir vakıf olarak algılandığını ifade eden Akgün, "Türkiye Maarif Vakfı olarak sadece FETÖ okullarının Türkiye'ye devriyle görevimizi sınırlandırmıyoruz. Görevimiz, Türkiye adına yurt dışında örgün ve yaygın eğitim kurumları açmak. Maarif Vakfı, Türkiye'nin yurt dışına eğitim alanında açılan kapısı olarak işlev görüyor. Vakıf, Türkiye'nin yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini, kamusal özellikleri olan özerk bir kurum üzerinden bağımsız olarak yürütmesi konusunda oluşan bir devlet ve siyaset aklının sonucudur." diye konuştu. Bu 4 yıl içerisinde eğitim alanında uluslararası bir ağ inşa ettiklerini vurgulayan Akgün, FETÖ'nün yurt dışındaki okullarının bir kısmının vakfa devredildiğini, bir kısmının bulunduğu ülkelerin milli eğitim bakanlıkları bünyelerine katıldığını veya ilgili ülkedeki vakıf, dernek ve şirketlere devredildiğini, bir kısmının tamamen kapatıldığını, bir kısmının ise hala FETÖ iltisaklı grupların elinde olduğunu anlattı. Eğitim anlayışının bina edildiği 5 temel esas Maarif Vakfının, K12 düzeyinde yani üniversite öncesi eğitime ağırlık veren bir kurum olduğuna işaret eden Akgün, sadece Arnavutluk'ta bir üniversiteleri bulunduğunu, diğerlerinin anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki eğitim kurumları olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Akgün, vakfı kuran kanunun birinci maddesinde faaliyet alanlarının belirlendiğini ve eğitim ilkelerinin tanımlandığını ifade ederek, eğitim anlayışlarını bina ettikleri 5 temel esası şöyle sıraladı: "Birinci esasımız, bütün okullarımızda modern çağın gerektirdiği fizik, kimya, biyoloji gibi bilimsel alandaki modern fen eğitimini en güçlü şekilde vermek. Ardından bireyin kendi kimliğini inşa etmesini ve kendisine olan güvenini kazanabilmesi için sosyal çevreyi ve dünyayı tanımasını sağlayacak sağlam, güçlü, kritik ve analitik bir sosyal bilimler perspektifi kazandırmayı hedefliyoruz. Üçüncü esasımız, iyi bir teknolojik eğitim vererek öğrencilerimize teknolojik yeterlilik kazandırmak. Dördüncü hedefimiz iyi bir dil eğitimi vermek. Son olarak da bütün bunlarla birlikte yerel kültür ve geleneğin öğretilmesini önemsiyoruz." "Türkçe eğitimi için müfredat çalışmalarımızı tamamladık" Türkiye uluslararası alanda görünürlük kazandıkça ve ilişkileri iyileştikçe dünyada Türkçeye olan ilginin giderek arttığını vurgulayan Akgün, anaokulundan lise son sınıfa kadar uluslararası dil eğitim standartları çerçevesinde B2 düzeyinde Türkçenin öğrenildiği bir müfredat geliştirmek için özel birim kurduklarını anlattı. Akgün, "2,5 yıldır devam eden müfredat çalışmalarını tamamladık. Ders kitabı yazımı ve materyallerinin hazırlığı devam ediyor. Eylüle kadar bunu tamamlamayı hedefliyoruz. Kendi materyallerimizi kullanarak öğrencilerimize ulaşmak istiyoruz." dedi. Dil eğitiminin karşılıklı kültürel etkileşimi de beraberinde getirdiğini belirten Akgün, şunları kaydetti: "Her okulumuzda en az 1000 kitaplık Türkçenin temel kaynaklarını içeren, dil eğitiminde yardımcı olabilecek bir kütüphane de kuruyoruz. Bunların bir kısmına İstanbul merkezimizde elektronik olarak da ulaşılabiliyor. Farklı ülkelerde Türkçe ve Türk kültürünü bilen insanlar yetiştirmek çok önemli. Bu sadece ideolojik ve kültürel değil. Türkiye, ticaret yapan, üreterek kazanan bir ülke. Şirketlerimizin yurt dışında iş yapabilmesi için kendi dilini anlayan, Türk iş kültürünü, Türkiye'nin tarihini, kültürünü, geleneğini bilen iyi yetişmiş insana ihtiyacımız var." - "Balkanlar'da teknoloji yoğun programlar içeren bölümler açacağız" "Uluslararası okulculuk" denildiğinde uluslararası sertifikasyonların da devreye girdiğine değinen Akgün, bazı okullarda IB ve Cambridge gibi uluslararası sertifikasyon programlarını uyguladıklarını, bunun eğitime ayrı bir değer kattığını dile getirdi. Program çeşitlendirme yoluna gitmeye çalıştıklarını belirten Akgün, şunları söyledi: "Önümüzdeki dönemlerde Balkanlar'da ve bazı bölgelerde teknoloji yoğun programlar içeren bölümler açacağız. Nasıl Türkiye'de sosyal bilimler, fen bilimleri, dil başlıklarında bölümler açılıyorsa, teknoloji alanını da geliştirmeye çalışıyoruz. Bugünlerde müfredatını çalışıyoruz. Bu konuda çok ciddi talepler de var. Yapay zeka artık hayatımıza girmeye başladığı için endüstri 4.0'a uygun teknoloji konusunda güçlü arka planı olan lise mezunu gençler yetiştirmeye çalışıyoruz. Afrika'da ise makine, torna, tesviye, elektrik, bilgisayar, tarım ve hayvancılık ile sağlık bölümlerinden oluşan meslek liseleri açılması konusunda talepler var." - "Türkiye'yi ve Türk kültürünü temsil ediyoruz" Akgün, Türkiye'nin sıradan bir ulus devlet olmadığını, bölgesel bir güç olmaktan öte anlamlar taşıyan ve misyonlar üstlenen bir ülke konumunda bulunduğunu ifade etti. Türkiye gibi tarihsel birikimi olan, gelişme ve kalkınma anlamında büyük bir dinamizmi içinde barındıran, üretim gücü olan ülkenin ileriki dönemlerde ortaya çıkan çok kutuplu dünyanın oluşum sürecinde gelecek fırsatları değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye Maarif Vakfı gibi eğitim alanında Türkiye'nin uluslararası alanda küresel marka değeri olan, bayrak taşıyıcısı bir kurum olarak misyonumuzun farkındayız. Bulunduğumuz ülkelere göndermiş olduğumuz öğretmenlerin ve idarecilerin, kurduğumuz kütüphanelerin temsil ettiği şey, Türkiye ve Türk kültürüdür. Türkiye, uluslararası alanda son derece eşitlikçi ve adil bir yaklaşımla kendi kültürünü oralara götürürken, yerel kültürleri yok saymayan, birbirleriyle etkileşimi önceleyen bir yaklaşım sergiliyor. Türkiye'nin bulunduğu ülkelerde temel misyonu, hangi gelişmişlik düzeyine ve teknolojiye sahipsek, bunu nasıl sağladıysak onlara da bu bilinci götürmektir. Sömürmek için değil, birlikte kalkınmak, ortak bir refah alanı yaratmak ve beraberce daha adil bir dünyanın kurulması için bağımsız düşünen, kendi ülkesini önceleyen ama dünyaya kapalı olmayan iyi insanların yetişmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz."...
Gürcistan’ın başkenti Tiflis'te faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı Gürcistan Uluslararası Maarif Okulları, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle online mezuniyet töreni düzenledi. Tiflis’te üç yıl önce eğitim-öğretime başlayan Türkiye Maarif Vakfı Gürcistan Uluslararası Maarif Okullarının online mezuniyet törenine, Vakıf Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Cihad Demirli ile okul yetkilileri, öğrenciler ve veliler katıldı. Başkan Birol Akgün, yaptığı konuşmada, mezun olan öğrencileri tebrik ederek, Vakfın Gürcistan’da 3 yıldır başarılı şekilde faaliyet gösterdiğini ifade etti. Türkiye Maarif Vakfının Gürcistan’daki faaliyetlerine devam edeceğine dikkat çeken Akgün, şöyle konuştu: “Bu yıl 9 arkadaşımızı mezun ediyoruz, ama bu sadece Gürcistan Tiflis’teki okulumuzdan 9 kişi. Bunların dışında 3 bin civarında arkadaşımız, 35 ülkedeki mezuniyet töreninde bu gururu ve sevinci yaşıyor.” Akgün, Türkiye Maarif Vakfının amacı vatanına, milletine, kendi yerel değerlerine bağlı, dünyaya ve iletişime açık, rekabetçi iyi insan yetiştirmek olduğunu belirterek, “Mezun olan öğrencilerimiz Türkiye’deki devlet üniversitelerine yerleştiği takdirde herhangi bir ücret ödemeden eğitimlerini sürdürebiliyorlar.” dedi. Törende, Prof. Dr. Cihad Demirli de konuşma yaparak mezunlara başarılar diledi. Gürcistan Uluslararası Maarif Okulları, COVID-19 nedeniyle öğrencilerine 3 ay boyunca uzaktan eğitim vermişti....