Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan temasları kapsamından Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ni ziyaret etti.Burada konuşan Erdoğan, ata yurdu Kırgız Cumhuriyeti'nde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Türkiye-Kırgızistan işbirliğinin sürekliliğinin en önemli güvencesinin, eğitim öğretim alanındaki projeler olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:"Türkiye olarak Kırgız gençlerinin daha aydınlık bir gelecek kurmalarına destek olmak amacıyla eğitim öğretim sahasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede Kırgızistan'ın bağımsızlığının hemen ardından 1992 yılında imzaladığımız Eğitim Anlaşması kapsamında ortak okulumuz Türk Kırgız Anadolu Lisesi ve Anadolu Kız Meslek Lisesini eğitime açtık. 1995 yılında ise Manas Üniversitemizin temellerini attık. 2022 yılında Türkiye Maarif Vakfı okulumuzun açılması ile Kırgızistan'da eğitime verdiğimiz desteği bir kez daha teyit ettik. Gelinen aşamada ortak liselerimizde 400, Bişkek Türk okulumuzda 1200, TÖMER Türkçe kurslarımızda 3 bin 100 öğrencimiz var. Kısa süre önce açılmasına rağmen Türkiye Maarif okulumuzda 1500 öğrenciye ulaştık. Manas Üniversitesinde ise yaklaşık 7 bin genç kardeşimiz yükseköğrenim görüyor. Yani farklı seviyelerde toplamda 13 bini aşkın öğrenciye doğrudan destek sağlıyoruz."Erdoğan, bugüne kadar Türkiye bursları vasıtasıyla binlerce Kırgız öğrenciye Türkiye'de eğitim fırsatı sunduklarını vurgulayarak, "Tüm bu gayretlerimizle Kırgız kardeşlerimizin beşeri, akademik ve kültürel sermayesinin güçlenmesine ciddi katkıda bulunduk. İnsana yaptığımız yatırımların asla boşa gitmediğini ve gitmeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu....
Türkiye Maarif Vakfı tarafından “Uluslararası Öğrenci Dernekleri İstişare Toplantısı” kurum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Vakfın İstanbul’daki genel merkezinde düzenlenen toplantıya Türkiye’de faaliyet gösteren Uluslararası Öğrenci Dernekleri’nin temsilcileri katıldı. Açılış konuşması yapan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Vakıf olarak Türkiye’deki paydaş kuruluşlarla iş birliği içerisinde faaliyet yürüttüklerini aktardı. Vakfın Türkiye’deki 88 üniversite ile iş birliği yaptığını dikkat çeken Akgün, “Maarif Vakfı olarak bir taraftan sahada bizden beklenen misyonu icraya çalışırken bir yandan da kendi yol ve haritamızı belirleyip, kardeş kuruluşlarla iş birlikleri geliştirmek noktasında gayret sarf ettik. Türkiye’deki üniversite yönetimleri ile iş birliği kurduk. Sahada çalışırken İstanbul ve Ankara’yı ihmal edemezdik. YTB, Yunus Emre Enstitüsü ve üniversitelerle protokoller imzaladık. 85 üniversite ile iş birliğimiz devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Maarif Okullarından mezun olan öğrencilerin Türkiye’de eğitim almaları için çeşitli çalışmalar yapıtlıklarını belirten Akgün, Vakfın ilkelerini şöyle sıraladı: “Kendi okullarımızdan mezun olan öğrencilerin kaliteli ve başarılı olanlarını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Türkiye büyüyen, güçlenen bir ülke. Elbette kendi en kaliteli insanımızı seçip en kaliteli üniversitelere yerleştirmemiz lazım. Ama bu yetmez. Büyüyen, güçlenen bir medeniyet kurma iddiası olan ülkeler için dost ve kardeş ülkelerin kaliteli ve başarılı gençlerini seçip yetiştirmemiz gerekiyor.” Akgün’ün konuşmasının ardından TMV Öğrenci ve Muzun Takip İşleri Daire Başkanı Ahmet Güney moderatörlüğünde, Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Torpil ve Sosyal Kültürel Sportif Faaliyetler Dairesi Yöneticisi Mehmet Fatih Pehlivan’ın katılımıyla gerçekleştirilen istişare oturumunda STK yöneticileri, Türkiye Maarif Vakfı ile yurt içinde ve yurt dışında geliştirdikleri iş birlikleri faaliyetleri ile ilgili görüş ve önerilerini dile getirdi. ...
Türkiye Maarif Vakfı tarafından, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” konulu panel düzenlendi. Vakfın genel merkezindeki konferans salonunda yapılan panelin açılış konuşmasını yapan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, 15 Temmuz’un milletin kendisine karşı kurulan tuzağa demokrasi ve özgürlüklere karşı dışarıdan gelen bir işgal girişimi olduğunu ifade etti. “15 Temmuz, bu milletin kendisine karşı kurulan tuzağı o gece yok etmesi ve özgürlüklerimize dışarıdan düzenlenen bir darbeye karşı direnişin sembolüdür.” diyen Akgün, şöyle konuştu: “Biliyoruz ki ihanet sadece içeriden kaynaklanmıyordu. 100 yıl önce bu topraklarda yapılan mücadele ne ise bizim açımızdan 15 Temmuz’daki mücadele de odur. Bu millet Kuvay-ı Milliye ruhuyla en fakr-u zaruret durumunda bile kendi bağımsızlığı ve egemenliğini korumayı bilmişse o gece de harekete geçen direniş ruhu bizlere çok şükür ki ülkemizdeki demokrasiyi koruma imkanı verdi.” Akgün, TMV’nin 45 ülkede 43 bin öğrenciye hizmet veren bir Vakıf olarak 350 civarında okulu bulunduğunu hatırlatarak, “15 Temmuz’da yapılan bu operasyonu durdurmaya imkân veren 251 şehidimizi rahmetle yad ediyoruz. Gazilerimize şifalar diliyoruz. Her yıl Milli Birlik ve Demokrasi Günü olarak anılan 15 Temmuz’u farklı etkinliklerle idrak ediyoruz. Bu milletin hakkını hukukunu korumak ne kadar gerekliyse bu mirası unutmadan yaşamak da o kadar önemli.” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Prof. Dr. Ayşen Gürcan’ın moderatörlüğünde başlayan panel, konuşmacı olarak Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin ve 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç’un katılımıyla gerçekleştirildi. Prof. Dr. Gürcan konuşmasında, “Devletimizin kendi sorumluluğunu yerine getirmesinde Vakfımızın nasıl önemli bir misyon üstlendiğini, eğitimin bazen nasıl istismar edileceğini o günler bize gösterdi.” dedi. “Türkiye, Türkiye'den büyüktür” Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireççi ise “15 Temmuz’da diğer darbelerden farklı olarak çok daha önceden yapılan bir hazırlık var. Cumhurbaşkanımız, o gece halkı siyasete dahil ederek böyle bir girişimi umursar hale getirdi. Bu önemli bir kazanımdır. Rahmetli tarihçimiz Yılmaz Öztuna eğer Ankara’da 300 tane kadın toplansaydı Genelkurmay’ın önünde, Adnan Menderes asılmazdı derdi. 15 Temmuz’da bunun tersi görüldü. Halkın sahiplenmesi yaşandı.” dedi. Kireççi, siyaseten son 20 yılda kenarda tutulmuş bir kitlenin merkeze geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Halk Cumhurbaşkanımızın da çağrısıyla kendisine doğrudan darbe yapanları durdurdu. Esas gücün millet olduğunu anlatmak için harekete geçti. Bu mekanizmayı diri tuttu. Halk umursamayabilirdi ama öyle olmadı. Tarihimiz bunun gibi önemli hadiselere ışık tutmaktadır. Bu coğrafya çok mühimdir. FETÖ diye isimlendirdiğimiz bu yapı Türkiye’nin yurt dışındaki potansiyel imkânları üzerinden nemalandı. Dünyanın birçok yerine gittiğimizde Türkiye’nin etkisinin ve potansiyelinin ne kadar güçlü olduğunu görüyoruz. Bu bizim sermayemizdir ve birileri yatırım yapmış daha önceden, bir akıl bunu görmüş. İşte burada Maarif Vakfının yaptığı gibi bunu kendimizin kılma eylemi vazifesi görüp insan yetiştirebilirsek, ülkemize gelen darbeleri ya da diğer kastları bertaraf ederiz. Bütün mesele milletin iradesinin güçlü olabilmesi. Zafer nihai değildir, insan yetiştirmek ve bunu kalıcı kılmak gerekir.” 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç da Türkiye’deki darbelerin milyonlarca insanın hakkını insani olmayan yollarla gasp ettiğini söyleyerek, “Ülkemiz geçmişinde bunu defalarca yaşadı. Milyonların kendisini yönetsin diye iradesini devrettiği bir yönetici kadroya silah doğrultmak kabul edilir bir anlayış değil. Kendilerinin dışında bir başka anlayışın demokratik yöntemle değişmesini kabul edemeyenleri yakın tarihimizde de gördük.” ifadelerini kullandı. Turunç, darbe girişiminde bulunanların yıllara dayanan bir hazırlık yaptıklarını belirterek, “15 Temmuz gecesi hastane koridorlarında yerlerin kan dolu olduğunu gördüm. Gazilerimizin ve şehitlerimizin kanlarına basmaya vicdanlarımızın el vermediği bir gece yaşandı. Çok zorlu şartlarda mücadele verildi. Şehitlerimiz arasında silahsız hanım kardeşlerimizden 18 yaşın altında tam 8 kardeşimiz var 14-15 yaşındalar. Bunu neyle izah edebilirsiniz? Bu FETÖ’nün hainliği sırf milletimize karşı değil, bir de yurtdışında bunlara talimat verenler var.” diye konuştu. Panel kapsamında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin de “Türkiye’de siyasal hayat, kurumlar ve Türkiye’deki darbeler ve darbe süreçleri benim normal akademik çalışma alanım. İkincisi de 2013 Mayıs ayından, 2018’e kadar MEB Müsteşarlığı görevinde bulundum. Bu görevimiz esnasında Türkiye Maarif Vakfının kuruluşu ile ilgili süreçleri, kendisini hep minnet ve saygı ile hatırladığım, Ayşen hocamın da katkılarıyla 15 Temmuz yaşanmadan, Türkiye’nin yurtdışında eğitim konusunda kendi adına hareket ettiğini iddia eden ve Türkiye düşmanı olan bu insanlarla mücadele edecek bir kurumun gerekli olduğunu düşünüyorduk.” şeklinde konuştu. 28 Şubatçıların Eğitim alanındaki ihaleyi ve İmam Hatipler kapatılarak Fetullahçı yapıya teslim edildiğine dikkat çeken Tekin, “Enteresandır, Fetullahçıların yurt, bina, okul, dershaneleri 28 Şubattan sonra artmıştır.” dedi. ...
Türkiye Maarif Vakfı ile Katar Üniversitesi arasında Türkiye'den gönderilecek öğrencilerin tam burslu okutulmasına ilişkin iş birliği protokolü imzalandı. Türkiye Maarif Vakfı'ndan yapılan açıklamaya göre, protokol kapsamında, Türkiye'den 5 yılda gönderilecek 150 öğrenci tam burslu statüde okutulacak. Çalışmaları 7 aydır süren protokolün imzaları, vakfın İstanbul'daki genel merkezinde Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ve Katar Üniversitesi Rektörü Dr. Hassan Al-Derham'ın katılımıyla imzalandı. Her yıl 30 öğrencinin tam burslu statüde Katar Üniversitesi'nde Arapça ve İngilizce lisans eğitimi almasına yönelik protokol kapsamında, bu ülkeye gönderilecek öğrenciler Türkiye Maarif Vakfı tarafından belirlenecek. Öğrencilere, Arapça dil eğitiminden sonra farklı branşlarda lisans eğitimi alabilme imkanı sunulacak. "İlk 30 öğrenciyi gelecek dönem göndermeyi hedefliyoruz" Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de üniversiteye giriş sınavlarının tamamlandığını ve öğrencilerin sonuçlarını beklediğini belirtti. Akgün, öğrencilerin tercih yapacakları döneme kadar başvuru için gerekli duyuru ve işlemleri tamamlamayı, 2021-2022 akademik yılı itibarıyla Türkiye'den yılda 30 öğrenciyi tam burslu statüde Katar Üniversitesi'nde lisans eğitimi almak üzere göndermeyi hedeflediklerini anlattı. Katar Üniversitesi Rektörü Dr. Hassan Al-Derham ise, Türkiye'den gelen öğrencilerin Katar'da bir yılı Arapça dil hazırlığı olmak üzere toplam 5 yıllık lisans eğitimi göreceğini belirterek, şu açıklamada bulundu: "Anlaşma neticesinde 5 sene sonra yaklaşık 150 öğrenci Katar'da eğitim alıyor olacak. Bu öğrencilerimiz ülkelerine döndüklerinde Katar ve Türkiye için olumlu manada ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Katar Üniversitesi olarak Türkiye'den tam burslu statüde gelen öğrencilere eğitim bursunun yanı sıra ücretsiz konaklama, sosyal aktivite ve İngilizce dil öğrenimi dahil çeşitli kolaylıklar sağlayacağız." Törende, Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Cihad Demirli, Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kaya ve diğer çalışanlar da hazır bulundu. ...
Senegal'in Saint-Louis kentindeki Maarif Okulu, "Sağlık İçin Yürü" spor etkinliği düzenledi. Bu yıl üçüncüsü yapılan yürüyüşe Maarif Okulu öğrencileri, veliler, yürüyüş kulüpleri ve farklı okullardan öğrenciler de dahil toplam 400 kişi katıldı. Maarif Okulunda başlayan yürüyüş, kentin önemli cadde ve meydanlarının geçilmesiyle 2 saatte tamamlandı. Etkinlik sonrasında açıklama yapan Saint-Louis Maarif Okulu Kampüs Müdürü Ahmet Eray Daş, yürüyüşe yoğun katılım olduğunu ve ilginin her geçen yıl arttığını söyledi. Daş, “Maarif Okullarında eğitim sadece dört duvar arasında verilmiyor. Öğrencilerimizin yaşadıkları çevreyle bağlarını güçlendirmeye de önem veriyoruz. Özellikle çevre temizlik programlarımızla fark yaratıyoruz. En önemlisi bu faaliyetler, öğrencilerimizin başarılarına da yansıyor. Saint-Louis Maarif Okulu, başarı sıralamasında daima ilk sıralarda yer alıyor. Bu başarıda, bu tarz sosyal etkinliklerin de payının çok olduğuna inanıyoruz.” diye konuştu. Aynı etkinliği gelecek yıl da düzenleyeceklerinin altını çizen Daş, başta Maarif personeli ve yerel yetkililer olmak üzere programda emeği geçenlere teşekkür etti. Fransız Batı Afrikası'nın 1895-1902 yıllarındaki başkenti Saint-Louis, Senegal'in önemli şehirleri arasında yer alıyor. ...
Türkiye'nin Encemine Büyükelçisi Kemal Kaygısız ve Maarif Vakfı Çad Okulları Direktörü İbrahim Duman Çad Kültür ve Çeşitliliğin Teşviki Bakanı Achta Djibrine Sy, Kamu Hizmeti, İstihdam ve Toplumsal İstişare Bakanı Brah Mahamat ve Yüksek Eğitim, Bilimsel Araştırma ve Yenilik Bakanı Lydie Beassemda ile görüştü. Görüşmelerde, iki ülke arasında eğitim alanında gelişmekte olan ilişkiler ele alındı. “Maarif Okullarının iki ülke arasında eğitim ve kültür köprüsü görüyor.” diyen Çadlı bakanlar, Türkiye'de yüksek öğrenim gören bin 500'e yakın Çadlı öğrencinin iki ülke arasındaki ilişkilerde gelecekte oynayacakları önemli rolü vurguladılar. Çadlı öğrencilerin Türkiye'deki üniversitelere ilgisi gün geçtikçe artıyor. Maarif okulları da anaokulundan lise sona kadar sınıflarıyla kaliteli bir hizmet sunuyor....
Kurulduğu ilk yıl beş ülkede eğitim-öğretim faaliyetlerine başlayan Maarif Vakfı, bugün Asya’dan Afrika’ya, Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Amerika’dan Avustralya’ya 44 ülkede kapsamlı eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Vakıf beşinci yılında 357 eğitim kurumuyla okul öncesinden yükseköğretime kadar her kademede eğitim-öğretim hizmeti sunarken, diğer birçok ülkede eğitici desteği, barınma ve kültürel etkinlikler gibi destekleyici faaliyetlerle eğitim ağını her geçen gün genişletmektedir. Medeniyetimizin tarihi birikiminden süzülüp gelen zengin Anadolu irfanıyla insanlığın ortak birikim ve değerlerini harmanlayarak ülkemiz adına tüm dünyada örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri vermek, “iyi insanlar” yetiştirerek küresel barışa hizmet etmek ve Türkiye ile dost ülkeler arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla 2016’da kurulan Türkiye Maarif Vakfı (TMV) ilk beş yıllık zorlu kuruluş dönemini geride bıraktı. Maarif Vakfı, dünyanın farklı coğrafyalarında sunmuş olduğu kaliteli eğitimle uluslararası düzeyde rekabet edebilen, kendi öz değerlerini özümsemiş, Türkçeyi iyi konuşan, nitelikli ve erdemli bireyler yetiştirmek için çalışmaktadır. Maarif Vakfı’nı kısa sürede 44 ülkedeki eğitim faaliyetleri ile Türkiye menşeli küresel bir eğitim kurumu haline getiren faktörler, sunmuş olduğu nitelikli eğitim, yürütmüş olduğu şeffaf yönetim süreçleri ve kısa sürede ülkemizdeki ve tüm dünyadaki eğitim aktörleri ve ilgili ülkelerdeki yetkili otoritelerle geliştirmiş olduğu güvene dayalı çok yönlü iş birlikleridir. Bu anlamda Maarif Vakfı, ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden ve 1990’lardan itibaren Türk dış politikasının etkin enstrümanları haline gelen Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) gibi kardeş kurumlarla birlikte uluslararası arenada ülkemizin yumuşak gücüne ve kültürel diplomasi faaliyetlerine önemli katkılar sunmaktadır. Diğer kurumlarımıza göre Vakfı özgün kılan yönü ise farklı coğrafyalarda binlerce insana doğrudan dokunmasında ve milletimizle ilgili ülke halkları arasındaki kalıcı insani bağların kurulmasını temin etmesidir. Türkiye’nin Eğitimde 2023 Vizyonunun gereği olan, “insan kaynaklarında, eğitimde ve finansal yönetimde kaliteyi önceleyen” bir anlayışla çalışmalarını sürdüren Türkiye Maarif Vakfı, kurulduğu günden bugüne, bir taraftan kurumsallaşma sürecinde ihtiyaç duyduğu fiziki, beşeri ve hukuki altyapısını tamamlarken; diğer taraftan 6721 sayılı kuruluş kanunuyla kendisine tevdi edilen Türkiye adına yurt dışında eğitim-öğretim kurumları açmak, devralmak ve işletmek görevlerini başarıyla ifa etmektedir. Kurulduğu ilk yıl beş ülkede eğitim-öğretim faaliyetlerine başlayan Maarif Vakfı, bugün Asya’dan Afrika’ya, Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Güney Amerika’dan Avustralya’ya 44 ülkede kapsamlı eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Vakıf beşinci yılında 357 eğitim kurumuyla okul öncesinden yükseköğretime kadar her kademede eğitim-öğretim hizmeti sunarken diğer birçok ülkede eğitici desteği, barınma ve kültürel etkinlikler gibi destekleyici faaliyetlerle eğitim ağını her geçen gün genişletmektedir. Haziran 2021 itibariyle Maarif okullarında 43 bin öğrenciye eğitim verilmekte olup, her yıl bu okullardan mezun olan en başarılı öğrencilerin ülkemizin kaliteli üniversitelerinde yüksek öğretim görmesi teşvik edilmektedir. Modern Eğitim Yaklaşımlarını İnsan Odaklı Düşünmek Maarif kavramı, bilgi, kültür, eğitim ve hikmeti bir arada düşünmemize imkan veren, Türkiye’nin medeniyet perspektifini belki tek bir kelimeyle dünyaya tanıtabilecek son derece önemli bir kavramdır. Bu yönüyle Türkiye Maarif Vakfı, yüklendiği misyonun bilincinde olarak, gelecek nesillerimizi bilgiyle olduğu kadar evrensel değerlerle, evrenseli yakalamaya çalışırken de aynı zamanda kendi kültür ve geleneklerinden kopmadan, kendi ailesi ve toplumsal değerlerine yabancılaştırmadan yetiştirmeyi misyon edinmiştir. Günümüzde küresel ölçekte yaygın olan eğitim sistemleri ağırlıklı olarak bilimsel, akademik ve sanatsal becerilere ve son yıllarda artan dijital kapasitenin engin imkanlarına odaklanmaktadırlar. Türkiye’miz ise, “maarif” mefhumunu uluslararası eğitim kurumuna isim olarak seçerken Vakfımız da, “Eğitime Değer” sloganıyla bir yandan eğitimin dönüştürücü gücünü vurguluyor; diğer yandan insanlığın adil, mutlu ve müreffeh geleceği için yerel ve evrensel değerleri mezceden, entelektüel, duygusal ve ahlaki bütünlüğüyle “insan” odaklı bir pedagojiyi esas alarak bu toprakların günümüze kadar tevarüs eden kadim medeniyet birikimini büyük bir özgüven, açıklık ve paylaşımcılıkla dünyaya sunuyor. Geleceğimize “değer katma"yı esas alan Maarif vizyonu, modern eğitim model ve teknolojilerini daha adil, daha barışçıl ve daha huzurlu bir gelecek için seferber etmektedir. Maarif Vakfı İhtiyaçtan Doğmuştur Bugün dünya genelinde uluslararası eğitim kurumları trilyon dolarlık bir ekonomik hacme ulaşmıştır. Ancak neredeyse iki asırdan beri sayıları binlerce olan uluslararası okullar ve harcanan büyük bütçeler dünyamızı ne yazık ki daha özgür, daha adil, mutlu ve huzurlu kılamamıştır. Oysa insanı inşa eden eğitimin, insanlığın bütün sorunlarının çözümüne odaklanması gerekir. Demek ki eğitimin kalbinde bir şeyler eksik gitmektedir. Gezegenimizi daha yaşanılabilir kılacak bir eğitim, bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi, tek tek milletlerin, sonrasında topyekun insanlığın ve doğanın hayrı için kullanmayı gerektirmektedir. Bu yönüyle “Türkiye’nin Maarifi”nin, güncel tartışmaların ötesinde bu büyük ihtiyaçtan ve büyük Türkiye’nin yeniden inşası ihtiyacından doğduğu söylenebilir. Artık küreselleşmiş ve karşılıklı bağımlılığı derinleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın bir ucunda aksayan, yanlış giden bir olgu diğer ucunu, en sonunda hepimizi etkilemektedir. Bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal veya- Kovid-19 pandemisinin de açıkça gösterdiği gibi- sağlık sorunlarının, zamanla tüm insanları etkilediği küresel bir köyün sakinleriyiz. İnsanlığın kaderi birbirine bağlıdır. Eğitimsizlik veya ulusal düşmanlığı besleyen dışlayıcı pedagoji bu sorunların temelinde yatmaktadır. En tehlikelisi de -Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) gibi- eğitim faaliyetini gizli gündemleri ve ajandaları örtmek için paravan olarak kullanmaktır. Türkiye eğitimi süreçlerinin insani tekamül için değil de bazı gizli siyasi amaçlar için nasıl kullanıldığını 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşadığı ve toplumsal hafızamızda ağır bir travma meydana getiren ve 251 masumun şehit edildiği o meşum olayla öğrendi. Bugün dünyanın dört bir tarafında açılan Maarif Okulları; uluslararası geçerlilikte ve kalitede, yerel ve uluslararası akreditasyon standartlarını haiz müfredat programlarıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürürken, okullarımızın tamamında büyük hassasiyetle yürütülen Türkçe dil eğitim programlarıyla Türkçemizin dünyada yaygınlaşmasına da hizmet etmektedir. Bu yönüyle Türkiye Maarif Vakfı, misyonunu yalnızca FETÖ’ye karşı mücadeleyle sınırlı tutmamakta, çok daha geniş bir eğitim vizyonuyla “Büyük Türkiye” için çalışmaktadır. Hiç kuşkusuz, yurt dışında Türkiye örgün eğitim faaliyetleri yürütmekle yetkili tek kuruluş olan Maarif Vakfı, gizli ajandaları için “Türk okulları” markasının ve Türk bayrağının paravan olarak kullanılmasını önlemede önemli bir misyon yüklenmiştir. TMV’nin çalışmaları bu yönüyle ülkemizin ve insanlığın karşı karşıya kaldığı önemli bir tehlikeyi bertaraf etmeye yöneliktir. Beş yıl gibi kısa bir sürede bu konuda büyük başarı elde edilmiştir ve eğitimde Türk markasının Maarif vasıtasıyla tüm dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte ülkemizin yanlış kimseler ve yapılar eliyle temsil edilmesi artık mümkün olamayacaktır. FETÖ Konusunda Ülkelerin Tavırları Vakfımız, faaliyet gösterdiği 19 ülkede FETÖ iltisaklı 216 okulu devralmıştır. Geriye kalan okulların çoğu kapatılma, millileştirme veya üçüncü taraflara devir yoluyla örgütün kontrolünden çıkmış durumdadır. Bazıları da isim ve sahip değiştirerek başka ülkelerin bayrağını çekmiş ve Türk okulu olmaktan çıkmışlardır. Kapatılmasalar dahi insanlar çocuklarını bu okullardan almakta, nihayetinde öğrencisizlikten veya finansal sorunlardan dolayı pek çok yerde bu okullar giderek küçülmektedir. Geçmiş yıllarda FETÖ, Türkiye ile ilişkilendirildiği için birçok ülkede Türkiye’nin pozitif imajından faydalanarak kendisine alan açmış ve büyümüştür. Fakat artık faaliyette bulundukları ülkelerin resmi makamları, Türkiye ile yani neşet ettiği kendi ülkesi ve halkıyla kavgalı olan ve demokratik yolla seçilmiş bir iktidarı silah kullanarak devirmeye çalışan bir örgütün gerçek yüzünü gördüğü için desteğini çekmekte ve gerekli önleyici adımları atmaktadır. Bütün bunlar Türk diplomasisinin yaptığı etkin çalışmaların ve Maarif Vakfı’nın kurulmasının bir sonucudur. Maarif Vakfı olarak, devir yoluyla okul işletmenin dışında 24 ülkede 126 yeni okul açılmıştır. Ayrıca dünyadaki Türk diasporasının çocuklarının anadilleri Türkçeyi öğrenmeleri ve kültür aidiyetlerinin güçlendirilmesi için de farklı ülkelerde 14 eğitim merkezi açılmıştır. Toplamda 44 ülkede 41 yurt, 357 eğitim kurumu işletip ve 43 bin civarındaki öğrenciye eğitim-öğretim hizmeti vererek Türkiye’nin dünyaya açılan küresel bir eğitim markası haline gelen Türkiye Maarif Vakfı, ülkemizin mirasçısı olduğu medeniyetin temsilcisi olma misyonunu başarıyla ifa etmektedir. Maarif Vakfı Ne Yapıyor? -Uluslararası standartlarda kaliteli bir eğitim vererek Türkiye adına şeffaf, güvenli ve kapsayıcı eğitim faaliyetleri sunuyor. -İlmini ve irfanını insanlığın barış ve huzuru için kullanacak iyi insanlar yetiştiriyor. -Dost ülkelerin çocuklarına, kendi kültür ve değerlerini özümsetecek bir eğitim vererek onları Anadolu’nun kadim insani birikimiyle buluşturuyor. -Güzel Türkçemizi, geliştirdiği MEB onaylı “Yabancılara Türkçe Öğretim Müfredatı” vasıtasıyla 44 ülkede en az B2 düzeyinde Türkçe öğretiyor. -Dost ve kardeş halkların zeki ve yetenekli gençlerini Batı ülkelerine iş gücü olarak transfer etmek yerine, Türkiye’deki üniversitelerde okumalarını ve sonrasında kendi ülkelerinde çalışmalarını teşvik ederek o ülkelerin kalkınmalarına yardımcı oluyor. ...