Ocak 18, 2019
Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, "Farklı seviyelerdeki öğrencilere Türkçenin öğretilmesine yönelik, iki yıldır üzerinde çalıştığımız bir program hazırlığımız vardı, büyük ölçüde tamamladık" dedi.
Türkiye Maarif Vakfı tarafından, Türkçe öğretiminin uluslararası dil öğretimi standartlarında sürdürülmesi amacıyla hazırlanan Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı tanıtım ve değerlendirme toplantısı yapıldı.
Vakfın Altunizade'deki merkezinde yapılan programa, yönetim kurulu üyeleri, müfredatın hazırlanmasına yardımcı olan akademisyenler ve eğitimcilerin yanı sıra farklı kurum ve üniversitelerden katılımcı katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Akgün, 34 ülkede eğitim verdiklerini ve yıl içerisinde 50 ülkede eğitim vermeye başlayacaklarını söyledi.
Akgün, Maarif Vakfına ait her okulda Türkçe'nin öğrencilere öğretilmesi konusunda çalıştıklarını ifade ederek, "Müfredatlarımızın olmazsa olmaz bileşenlerinden birisi, Türkçenin öğretilmesidir. Bunun bir yolu, yöntemi, içeriği ve materyali gerekiyor onun için de anaokulundan lise son sınıfa kadar, kademelendirilmiş olan farklı seviyelerdeki öğrencilere Türkçenin öğretilmesine yönelik, iki yıldır üzerinde çalıştığımız bir program hazırlığımız vardı, büyük ölçüde tamamladık. Her sınıfta en az 4 saat olmak üzere anaokulundan lise sona kadar biz düzenli şekilde Türkçe eğitimi yapıyoruz ve amacımız da Avrupa dil yeterlilikleri standartları çerçevesinde B2 düzeyinde lise mezunu birisinin Türkçeyi kullanabileceği bir seviyeye getirmek, programımız bunu amaçlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dilin, kültürün en önemli taşıyıcısı olduğunu dile getiren Akgün, şunları kaydetti:
"Bir dili öğretirken aslında kültürü de öğretiyorsunuz. Nurettin Topçu'nun dediği gibi, 'felsefesi olmayan bir milletin eğitimi de olmaz', dil de kültürün en önemli taşıcıyıcısıdır. Kullandığınız resimler, seçtiğiniz sözcükler, kavramlar, fotoğraflar, hikayeler hepsi aslında Türkiye'nin binlerce yıldır var olan değerlerinin evrensel düzeyde tanıtımına hizmet etmelidir. Materyal hazırlayan uzman arkadaşlara bunları söylüyoruz. Anadolu'nun irfan geleneğini, insanlığın evrensel değerleriyle birleştirecek olan bir dil geliştirmek gerekiyor. Buradaki en önemli şey, bizim gönül zenginliğimizdir. Sadece güç ve zenginlik odaklı değil, insanların kalbini ve gönlünü kazanacak olan insani dilin de tutturulması lazım. Kendi okullarımızın her birinde bir Türkiye köşesi hazırladık, orada Türkiye'nin kısa tarihi, kültürü, geçmişi, bugününü anlatıyoruz, en önemli şey Türkiye haritası üzerinde Hititlerden, Selçuklu, Osmanlı'ya kadar bu topraklardan gelmiş, geçmiş olan köklü medeniyetlerin mirası neyse harita üzerinde gösterip, tanıtıyoruz. Dolayısıyla Türkiye, dünya medeniyet ailesinin çok önemli ülkelerinden ve bölgelerinden birisidir."
Maarif Vakfı okullarına yurtdışında ilgi olduğunu belirten Prof. Dr. Akgün, "Açtığımız ve devraldığımız her okula ilgi artıyor. Çünkü Türkiye'ye yönelik bütün dünyada bir ilgi var. Türkiye çok farklı bir değeri ifade ediyor, bir taraftan küreselleşme sisteminin parçası, bir taraftan Türk-İslam geleneğinin temsilcisi, bir taraftan Avrupa ile ilişkileri var, söylediği söz dünyada ilgi ve alaka topluyor, tv dizileriyle dünyaya açılıyoruz, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda Türkiye'ye, Türk diline karşı son zamanlarda artan ilgiye cevap vermeye çalışıyoruz. Maarif Vakfı'nın açmış olduğu okulların ilgi görmesi bu anlamda Türkiye'ye yönelik ilginin eğitim alanında bize yansıması olarak okuyoruz." diye konuştu.
Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Türkben de, programda emeği geçenlere yaptığı teşekkür konuşmasında, “Öncelikle millet bilincinin oluşmasında, kültürümüzün korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında en güzel miras olan Türkçemizin kökleşip dal budak salmasına öncülük yapan başta hoca Ahmet Yesevi olmak üzere, Yusuf Has Hacip’i, Kaşgarlı Mahmut’u, Karamanoğlu Mehmet Bey’i ve kullandığı tertemiz Türkçe ile asırlardır muhabbetle gönül köprüleri kuran Yunus Emre’yi rahmetle ve minnetle anıyorum.
Onların yolunu takip edip Türkçemizin Dünya dili olması noktasında yine katkı sağlayan yakın çağ öncülerimizi de bu vesileyle hayırla yad ediyorum. Yabancı Dil olarak Türkçe dilinin öğretimi alanında, özelikle örgün eğitim kapsamında okul öncesinden üniversiteye kadar kademelere göre yapılandırılmış bir programa duyulan ihtiyaç, bizi vakıf merkezimizde Türkçe öğretimi alanında özel bir birim oluşturmaya sevk etmiş oldu. Bu kapsamda Türkçe Öğretimi Koordinatörlüğümüzün öncülüğünde 9 ay boyunca yapılan çalıştay ve toplantılar neticesinde hamd olsun bugünle gelmiş olduk. Bu çalışmalarda yer almış olan ve hakikaten özveri ile gönüllü bir şekilde hafta sonlarını özelikle tahsis eden akademisyenlerimize ve hocalarımıza şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.
Türkçe Öğretimi Koordinatörü Doç. Dr. İbrahim Gültekin ise, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Gültekin, geçekleştirdiği sunum ile programını önemini anlattı.
Ardından Türkiye Maarif Vakfı Müteveli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Ahmet Bilgili moderatörlüğünde düzenlenen “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı” panelinde konuşmacı olarak Prof. Dr. Yasemin Aydoğdu, Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen, Prof. Dr. Mustafa Kurt ve Doç. Dr. Özay Karadağ’ın katılımı ile gerçekleştirildi.
Programın sonunda çekilen hatıra fotoğrafı ile sonra erdi.