Mayıs 04, 2023
Gelişen, güçlenen ve insani diplomasisiyle bütün dünyanın dikkatini çeken Türkiye’nin, 51 ülkedeki 446 eğitim kurumuyla uluslararası eğitim alanındaki temsilcisi Türkiye Maarif Vakfının 13. Ülke Temsilcileri Toplantısı İstanbul’da başladı. Vakfın Mütevelli Heyeti, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri ile ülke temsilcileri ve Genel Merkez çalışanlarının katıldığı toplantının açılış konuşmasını Vakıf Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün yaptı.
Konuşmasına deprem nedeniyle millet olarak buruk bir bayram yaşadığımızı belirterek başlayan Birol Akgün, depremin ardından büyük millet olmanın gereği olarak ülkemizin anında seferber olduğunu belirterek, Maarif Okulları öğrencileri, öğretmenleri ve çalışanlarının da ilk günden Türkiye için büyük bir kardeşlik ve dayanışma örneği sergilediğini anlattı. Dünyanın çocukları, aileleri ve öğretmenlerinin fedakarlıkları sonucu AFAD’la koordineli bir şekilde Adıyaman’ın Besni ilçesinde 50 konteyner yaşam alanı, iki konteyner ana okulu ve bir konteyner bilgisayar sınıfından oluşan bir Maarif Sokağı kurduklarını ifade etti.
“Büyük Türkiye hikayesinin anlamlı bir parçasıyız”
Türkiye olarak küresel, bölgesel ve ulusal kaynaklı birçok krize rağmen son yıllarda önemli bir yükseliş trendi yakalandığını vurgulayan Akgün, “Bugün Türkiye, küresel ve bölgesel birçok uluslararası örgütte aktif ve öncü rol oynamakta; pandemi döneminde olduğu gibi dünyaya örnek olacak yardım faaliyetleri düzenlemekte, Ukrayna savaşı sürecindeki “tahıl koridoru” açmak gibi küresel düzlemde ses getirecek diplomatik başarılara imza atmakta; savunma alanında yüksek teknoloji ürünlerini ortaya koymakta, kendi arabasını, uçak gemisini üretmektedir. Karada ve denizlerimizde kendi öz imkanları ile doğal gaz ve petrol rezervlerini bulup işletecek bir güce dönüşmüş durumdadır.” Şeklinde konuştu.
“Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye’nin yurtdışında milli mefkuresinin bayrak taşıyıcısıdır”
“Türkiye, ekonomik dalgalanmalara rağmen dünyanın en gelişmiş ilk 20 ekonomisi içerisinde yer alması, dünyanın en geniş diplomatik misyon ağına sahip 5. ülkesi olması, dünyanın en önemli insani yardım sağlayan donör ülkelerinden birisi olması, enerji nakil hatları ve lojistik taşımacılıkta önemli bir üs haline gelmesi, uluslararası yatırımcılar için güvenli ve istikrarlı yapısı gibi sebeplerle uluslararası siyasette bir değer, etki, güç ve çekim merkezi oluşturmaktadır.” diyen Vakıf Başkanı Prof. Akgün, Türkiye’nin ve Türkiye Maarif Vakfının dünyadaki anlamını şu sözlerle ifade etti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın deklare ettiği Türkiye Yüzyılını inşa etmek artık uzak bir hayal değildir ve Türkiye Maarif Vakfı Türkiye Yüzyılı vizyonunun en önemli kurumlarından birisidir. Zira, güçlü olmak kadar bunun hikayesini dünyaya anlatmak da mühimdir. Türkiye Maarif Vakfı, yeniden hayat kazanan Büyük Türkiye hikayesinin anlamlı bir parçası ve yurt dışında milli mefkuremizin bayrak taşıyıcısı bir kurumdur.”
“Dünyada FETÖ’nün eğitim hikayesi bitti”
Türkiye Maarif Vakfının yeniden Büyük Türkiye’yi inşa edecek stratejik bir siyasi vizyonun ürünü olarak doğduğunu vurgulayan Akgün, ancak konjonktürel olarak Türkiye Maarif Vakfının kurulmasını tetikleyen olayın 17-25 Aralık (2013) süreciyle başlayan ve devlet düşmanlığını alenen sergileyen FETÖ’yle mücadelenin yurtdışı ayağında, Türkiye adına resmi, şeffaf, nitelikli bir uluslararası eğitim kurumu oluşturma gerekçesinin önemli olduğunu belirtti.
Bu anlamda Vakfın gayretli çalışmalar sergilediğini belirten Akgün, “Bugün dünyada 51 ülkedeki 446 eğitim kurumumuzun 228’i daha önce FETÖ iltisaklı olup, Vakfımızın girişimleriyle kapatılmış ve ardından Vakfımızca işletilen okullardır. Dünya genelinde büyük ölçüde FETÖ’nün eğitim hikayesi bitti. Artık Türk okulları denildiğinde sahada ve tüm dünyada Türkiye Maarif Vakfı vardır. Bu başarı hepimizin başarısıdır.” dedi.
“Türk devlet teşkilatında kamu vakfı modeli”
Türkiye Maarif Vakfının TBMM tarafından kabul edilen 6721 Sayılı kanunla “Kamu Vakfı” statüsüyle kurulmuş, bağımsız ve özerk yönetimli bir kamu vakfı olduğunu aktaran Prof. Dr. Akgün, “Kamu vakıfları Türk devlet teşkilatında esasen istisnai yapılardır. İlk kamu vakfı 1987’de kurulan TSK Güçlendirme Vakfı’dır, Türkiye adına savunma sanayinin gelişimi ve TSK’nın ihtiyaçlarının giderilmesiyle vazifelendirilmiştir. İkinci kamu vakfı 2007’de kurulan Yunus Emre Vakfı’dır. Bu vakıf 2009 yılında Yunus Emre Enstitüsü’nü kurmuş ve YEE Türkiye adına yurtdışında Türkçenin ve Türk kültürünün yaygınlaştırılmasıyla görevlendirilmiştir. 2016’da da, Türkiye adına yurtdışında örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla Türkiye Maarif Vakfı kurulmuştur. 2023’te de Antalya Diplomasi Vakfı ve Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakıfları benzer şekilde kanunla kurulan yeni nesil kamusal kurumlardır. Burada amaç bu kurumlara ayrıcalık tanımak değildir. Esas amaç, özel nitelik gerektiren bazı kamusal hizmetlerin gerektirdiği esnek ve verimli çalışmaya imkân verecek yapılar eliyle yürütülmesidir.” dedi.
Türkiye Maarif Vakfının Türkiye’nin dış politikasının da önemli bir uygulayıcısı olduğuna atıfta bulunan Akgün, “Yurtdışındaki diplomatik misyon temsilciliklerimiz özelinde Dışişleri Bakanlığının, Millî Eğitim Bakanlığının, TİKA, YTB, YEE özelinde Kültür ve Turizm Bakanlığının yurtdışındaki faaliyetlerine önemli destekler veriyoruz. Bunun için hususi olarak Türkçe Öğretim Programı da hazırlıyoruz.” dedi.
“Türkiye Maarif Vakfı, dünyaya Türkçe öğretecek kitaplar hazırladı”
Türkçe Öğretimi müfredatında Okul Öncesi 1. sınıf ve ilkokul 1. sınıftan Lise son sınıfa kadar A1’den C1’e kadar Ders Kitabı, Çalışma Kitabı ve Öğretmen Kılavuz Kitaplarından oluşan Türkçe kitap setlerini hazırladıklarını dile getiren Prof. Dr. Birol Akgün, Nijer’de bünyesinde 3 farklı bölümü barındıracak olan Maarif Mesleki Teknik Lisesinin ve Togo’da Spor Merkezinin açılmasıyla ilgili çalışmalarda da son aşamaya gelindiğini kaydetti.
“Üretken, yerele saygılı, gönül kazanan stratejik bir kurumuz”
“Bizim esas alameti farikamız, uluslararası alanda Türkiye adına örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri veren küresel ölçekte etkili bir eğitim kurumu olmamızdır. Kurulduğumuz günden bugüne geçen yedi senede Fransız, Alman, İngiliz ve Çin uluslararası okul zincirleriyle rekabet etme kapasitesine erişmiş genç ve dinamik bir kurumuz.” diyen Vakıf Başkanı Akgün, küresel olanın her tarafı kuşattığı günümüzde ülke, toplum ve kültürlerin yerel anlayışlarına Türkiye’nin yaklaşımının ise orijinal ve insana saygıyı esas aldığını belirterek, Türkiye Maarif Vakfını şöyle anlattı: “Eğitim kurumlarında sadece uluslararası değil yerel müfredat da kullanan, daha da önemlisi kendi özgün Uluslararası Maarif (IM) Programını da geliştiren üretken bir kurumuz.
Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerin dilini ve kültürünü öğrencilerine öğreten, insan kaynağını istihdam eden yerele saygılı bir kurumuz. Örgün ve yaygın eğitim faaliyetlerinde Türkiye’yi, tarihini, kültürünü, coğrafyasını, insanını tanıtan, Türkçeyi öğreten yerli ve milli bir kurumuz.
Türkiye Yüzyılında, Türkiye’nin uluslararası görünürlüğünü artıran, Türkiye’yi uluslararası alanda tanıtan, uluslararası kamuoyuna ve genç yüreklere dokunan, gönül kazanan stratejik bir kurumuz.”
Uluslararası Maarif Programı adını verdikleri çalışmanın Okul Öncesi kademesi kitaplarının tüm branşlarda tamamlandığını aktaran Akgün, “Okul Öncesi Eğitim Programımız, 2023 yılı itibarıyla Romanya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Mali, Madagaskar ve Togo dahil 5 ülkede resmi olarak kabul edilmiş ve uygulanmaktadır. Ayrıca Programın pilot uygulamaları ve resmi başvuru süreçleri 8 ülkede devam etmektedir” bilgisini paylaştı.
“Türkiye adına özgün müfredat ve kitaplar hazırlanıyor”
Türkiye Maarif Vakfının altı kıtadaki okulları için Türkçe dersinin haricinde diğer ders kitapları için yaptıkları çalışmaları ilişkin ise Prof. Akgün şu bilgileri paylaştı: “Fen ve Matematik 1-8 Öğretim Programlarımıza yönelik çalışmalarımızı tamamladık. 9. sınıftan 12. sınıfa kadar Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik ders kitaplarımızı geniş kapsamlı bir program vizyonu ile Asya-Pasifik bölgesi için hazırladık. Afganistan’da şu anda bu kitapları farklı uluslararası yayınların yerine çok başarılı bir şekilde kullanıyoruz. Bu bağlamda, farklı kültürlerarası duyarlılık hususu göz önünde bulundurularak Balkanlar ve Azerbaycan’dan başlayarak kitaplarımızı farklı ülkelere uyarlama çalışmalarımız da devam edecektir. Böylece amacımız bugün Oxford ve Cambridge kitapları yerine zamanla tüm okullarımızda kendi kitaplarımızla eğitim yapabilir hale gelmektir.”
“Dünya eğitim gündeminde Türkiye önemli rol oynuyor”
Eğitim konusunda uluslararası etkinlik ve çalışmalarıyla öne çıkan kurum ve aktörlerin buluşma noktası olmayı amaçlayan İstanbul Eğitim Zirvesi’ne; Türkiye Bilimler Akademisi’yle birlikte yürüttükleri projede Türklerin tarihte eğitim alanında ortaya koyduğu birikimi bilimsel metotlarla inceleyerek bilim camiasının dikkatine sunmayı hedefledikleri Türk Maarif Ansiklopedisi projesine özellikle değinen Akgün, Vakfın faaliyetlerinin yalnızca eğitim olmadığını vurguladı.
Konuşmasını Ali Fuat Başgil’in “Hedefler belirlemek ve bunlara ulaşmak için gerekenleri yapmak; kişiye çalışkanlık, başarı ve mutluluk getirir. Tembellik can sıkıntısı ve başarısızlık, yapacak bir şey olmamasından değil, uğrunda mücadele edecek bir hedefinizin olmamasının sonucudur.” cümleleriyle noktaladı.
Türkiye Maarif Vakfı 13. Ülke Temsilcileri ve İstişare Toplantısı üç gün boyunca yapılacak sunumlar, değerlendirmeler, müzakereler ile devam edecek.