Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan temasları kapsamından Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ni ziyaret etti.Burada konuşan Erdoğan, ata yurdu Kırgız Cumhuriyeti'nde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Türkiye-Kırgızistan işbirliğinin sürekliliğinin en önemli güvencesinin, eğitim öğretim alanındaki projeler olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:"Türkiye olarak Kırgız gençlerinin daha aydınlık bir gelecek kurmalarına destek olmak amacıyla eğitim öğretim sahasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede Kırgızistan'ın bağımsızlığının hemen ardından 1992 yılında imzaladığımız Eğitim Anlaşması kapsamında ortak okulumuz Türk Kırgız Anadolu Lisesi ve Anadolu Kız Meslek Lisesini eğitime açtık. 1995 yılında ise Manas Üniversitemizin temellerini attık. 2022 yılında Türkiye Maarif Vakfı okulumuzun açılması ile Kırgızistan'da eğitime verdiğimiz desteği bir kez daha teyit ettik. Gelinen aşamada ortak liselerimizde 400, Bişkek Türk okulumuzda 1200, TÖMER Türkçe kurslarımızda 3 bin 100 öğrencimiz var. Kısa süre önce açılmasına rağmen Türkiye Maarif okulumuzda 1500 öğrenciye ulaştık. Manas Üniversitesinde ise yaklaşık 7 bin genç kardeşimiz yükseköğrenim görüyor. Yani farklı seviyelerde toplamda 13 bini aşkın öğrenciye doğrudan destek sağlıyoruz."Erdoğan, bugüne kadar Türkiye bursları vasıtasıyla binlerce Kırgız öğrenciye Türkiye'de eğitim fırsatı sunduklarını vurgulayarak, "Tüm bu gayretlerimizle Kırgız kardeşlerimizin beşeri, akademik ve kültürel sermayesinin güçlenmesine ciddi katkıda bulunduk. İnsana yaptığımız yatırımların asla boşa gitmediğini ve gitmeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu....
Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Milliyet Gazetesi köşe yazarı Abdullah Karakuş'a verdiği röportajda, Türkiye Maarif Vakfın küresel alanda büyümesini anlattı. Gazeteci Karakuş, Prof. Dr. Akgün ile yaptığı röportajı köşesinde şu şekilde yer verdi: Türkiye’nin adını kullanarak yurt dışı eğitim ağı kuran FETÖ ile mücadele için kurulan Türkiye Maarif Vakfı iki yıl içinde 90 ülke ile temasa geçti. FETÖ ile iltisaklı 104 okulu devralan ve yurt dışında 140 okulu bulunan vakıf, gurbetçi çocukların FETÖ’nün tuzağına düşmemesi için projeler geliştiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel talimatıyla FETÖ’nün Türkiye’nin adını kullanarak oluşturduğu yurt dışı yapılanmasının eğitim ayağıyla mücadele için kurulan Maarif Vakfı’nın Başkanı Birol Akgün ile yeni çalışmalarını ve bugüne kadar yaptıklarını konuştum. Yurtdışında FETÖ ile iliş kili okulları devralmak veya yeni okullar açmak için 90 ülke ile yakın temas içinde olduklarını belirten Akgün, “Yurt dışında toplamda Maarif Vakfı’nın 140 okulu oldu. FETÖ ile iltisaklı 104 okulu devraldık. Ayrıca yurt dışındaki ailelerin FETÖ ile ilişkili okullara güveni de sarsıldı. Aileler artık Çocuklarını Türkiye ile kavgalı bir grubun okuluna göndermiyorlar” dedi. Almanya, ABD, Fransa, Avusturya ve İngiltere başta olmak üzere Türklerin yoğun olarak yaşadığı bazı ülkelerde FETÖ’nün tuzağına düşülmemesi için yeni bir proje hayata geçireceklerini açıklayan Akgün, “Türklerin yoğun olduğu yerlerde özellikle etüt merkezleri, kültür merkezleri, ders çalışma merkezleri açarak oralardaki Türk ailelerinin çocuklarının eğitimlerine katkıda bulunacağız. Onların özellikle Batı’daki göçmen ailelerin çocuklarının üniversitelere, kaliteli, nitelikli üniversitelere yönlendirilmesi konusunda hazırlık yapmak hem de ailelerde bu bilinci ve duyarlılığı geliştirmek istiyoruz. Ailelere rehberlik edeceğiz” dedi. Akgün, Maarif Vakfı’nın yurt dışında eğitim alanında yaptıklarını, FETÖ ile mücadele konusunda gelinen son durumu ve geleceğe ilişkin projelerini Milliyet’e şöyle anlattı: Güven zayıfladı - Yurtdışında FETÖ ile mücadelenizde gelinen nokta nedir? Kuruluşumuzdan bu yana artık iki yıl geçti. Bu süre zarfında Maarif Vakfı olarak 90 ülke ile yakın temasa geçtik, sürekli görüşüyoruz. Bunların içerisinde 28 ülke ile ya devir teslim ya da yeni okul açma konusunda ön mutabakat anlaşması imzaladık. Fiilen de 16 ülkede FETÖ iltisaklı okulları devraldık. 104 okul Maarif Vakfına geçti. Bunun dışında da biz yeni okullar açtık. 29 ülkede 36 yeni okul açtık. Toplam Maarifin yurt dışındaki okul sayısı ise FETÖ’den devirler dahil 140’a ulaştı. Geçen hafta ciddi hareket oldu. Fildişinden okulları aldık. En son da Demokratik Kongo’daki okulları aldık. 4 okul vardı orada. Vatandaşın bunlara güveni kalmadı. FETÖ’nün okullarından mezun olanlar Türkiye’ye üniversite okumak için gelemiyorlar. Çalışmak istediklerinde oturum izni alamıyorlar. Halk Türkiye’nin meşru hükümetiyle, devlet başkanıyla kavgalı olan bir gurubun okuluna kendi öğrencisini göndermek istemiyor. Bu en önemli başarı. Türkiye son iki yıldır yaptığı çalışmalarla kamuoyunu kendi lehine çevirdi. Ailelerin FETÖ ile ilişkili okullara güveni sarsıldı. Okul demek ailenin çocuklarının geleceği demek. Türkiye ile kavgalı bir grup denince bütün ailelerle çok büyük bir tedirginlik ve güven sıkıntısı ortaya çıktı. - Yurtdışında yeni taktikleri var mı, bunlara karşı neler yapıyorsunuz? Özellikle 2 yıldır Maarif Vakfı ve Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yoğun çalışmalarıyla uluslararası alanda siyasi-psikolojik ortam Türkiye’nin lehine değişti. 24 Haziran da bu işin miladı oldu. Onun için bu defa da FETÖ ayakta kalmak için çok farklı taktikler geliştiriyor. Bunların başında çifte vatandaş olan ve genelde kendilerine yakın olan yabancı ülke (örneğin ABD gibi) vatandaşı birisine okulları devretmek, yerelde birilerine devretmek, ilgili devlete yakın olan bir işadamına devretmek gibi taktikleri vardı. Her defasında Türkiye belli bir ülkenin vatandaşı olunca siyasi olarak ilgili ülkeleri uyardığı için karşı ülke nezdinde zor durumda kalıyorlardı. Onun için şimdi herhangi bir ülkeye ait gibi görülmeyen çok uluslu şirketler üzerinden okulları kurtarmak ve isimlerinin değiştirerek ayakta kalma taktiği gütmeye başladılar. Ancak bu konularla ilgili olarak da Türkiye’nin ilgili aktörlere bu konuda uyarılar yapmasıyla strateji işlememeye başladı. Artık FETÖ ile iltisaklı olduğu bilinen bu tür okullar sıcak kor haline geldi. Örneğin Arnavutluk, Kırgızistan, Azerbaycan gibi ülkelerde, buralarda halklar Türkiye’ye çok yakın. Türkiye ile kavga eden şiddete bulaşmış ve şaibeli hale gelmiş okullara öğrenci göndermek istemiyorlar aileler. İlgi azaldı. Böylece öğrencileri azalıyor. Kaliteli öğretmen de bulamıyorlar. Mali bakımdan zora giriyorlar. Çözüm bulmaya çalıştıklarında da eskiden olduğu gibi kolay çözüm bulamıyorlar. 2 yıl içerisinde kısır döngüye doğru girmeye başladılar. Sürdürülebilir bir yapı olmaktan çıkmaya başladı. - Güvensizlikle ilgili ülkelerden gelen örnekler neler? Azerbaycan’da hükümet 2014’te bu okulları kendi kontrolüne aldı. Bir Vakfa devretti. Ancak bu okullarda okuyan sayısı 3 binden 1500’lere düştü. Şimdi mali olarak sürdürülemez noktaya geldiler. Mali bakımdan sürdürülememeleri nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığına bu okulların kapatılması ve öğrencilerin devlet okullarına aktarılması konusunda dilekçe verdiler birkaç hafta önce. Şu anda onların tabelaları indiriliyor, tamamen kapatıyorlar okulları. Niye? Çünkü Azeriler ‘Tek millet, iki devlet’ anlayışını yürekten benimsiyorlar ve Türkiye’yle kavgalı olan bir yapıyı orada barındırmak istemiyorlar. Propaganda belki bir iki yıl daha ayakta tuttu ama bu da artık sürdürülemez hâle geldi. Şu anda benzer süreçler aslında Arnavutluk, Makedonya, Bosna Hersek gibi ülkelerde de var, bu coğrafyalarda da yaşanıyor. Pakistan’da da benzer şekilde hükümet kayyum atayarak kendi kontrolüne aldı ve öğretmenleri uzaklaştırdı. Fakat bütün bunlar kamuoyundu duyulduğu ve yayıldığı için de şu anda aynı akıbeti yaşıyorlar, yani öğrencilerin azalması, okulların kan kaybı devam ediyor. Hiçbir vatandaş siyasi açıdan şaibeli olan bir okula kendi canı ciğeri olan çocuğunu göndermez, gönderemez. Şimdi, bizim de Türkiye Maarif Vakfı olarak en büyük artımız buradan geliyor. 'Gizli ajandamız yok' - Maarif Vakfı’nın amacı ne? Biz kamu adına, devlet adına yurt dışında eğitim işini yapıyoruz. Türkiye, Maarif Vakfı vasıtasıyla dünyaya hem eğitim ihracı yapıyor hem de eğitim yoluyla halklar arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlıyor. Bizim artımız bu anlamda güven telkin etmemiz. Zira bu devletin bir kurumu, herhangi bir gizli ajandamız yok. Bir ülkede okullarımızı açarken ilgili siyasi aktörlerle doğrudan temas kurup resmi anlaşmalar yaparak ilerliyoruz ve onların millî eğitim bakanlıklarıyla yakından çalışıyoruz. Maarif Vakfı olarak istiyoruz ki ilmini ve irfanını insanlığın iyiliği için kullanacak olan iyi ve güzel insanlar yetişsin, dünyada huzur olsun, gelişme olsun; böylece dünya barışına hizmet edelim. Eğitim açısından iyilik hareketine katkıda bulunuyoruz. FETÖ’nün yaptığı şey eğitimi suistimal etmekti, biz şimdi Türkiye’yi tüm dünyada hak ettiği şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. ‘Uluslararası eğitim danışmanlığı veriyoruz’ - Uluslararası eğitim danışmanlığı da mı yapıyorsunuz? Türkiye’deki pek çok üniversitenin yapmış olduğu yabancı öğrenci seçme ve kabul sınavları var. Biz İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere yurt dışında YÖS sınavı yapan üniversitelerle protokoller yaptık, onlar bize talepte bulundular ve bizim ofislerimizin bulunduğu her yerde YÖS sınavlarını biz yapıyoruz. Aynı zamanda öğrenciye doğal bir danışmanlık hizmeti de veriyoruz. Türkiye’de her üniversite istediği yabancı öğrenciyi kendisi alabiliyor, merkezi bir sınav yapılmıyor. Ama elimizde yurt dışındaki öğrencilere hemen başvuru olarak kullanabileceğimiz materyaller yok. Şimdi biz bunları da üniversitelerin web sayfalarından veya yazışarak toplayıp, yabancı öğrencilerin öğrenci kabul kriterlerini, sistemlerini, yönergelerini derliyoruz. Bir anlamda doğal bir şekilde aslında uluslararası eğitim danışmanlığı hizmeti de vermiş oluyoruz. Tabii aslında yurt dışına açıldığınız zaman uluslararası eğitim camiasıyla networkümüz gelişiyor. Farklı ülkelerdeki farklı eğitim felsefesi, metodolojisi, okul sistemleri, sınav sistemleri dâhil olmak üzere pek çok şeyi öğreniyoruz. Bu bir bilgi birikimi demek. Onu da bir şekilde Türkiye’ye aktarmaya çalışıyoruz. - Eğitimin geliştirilmesine yönelik başka neler yapıyorsunuz? Özellikle güçlü okullarımızın bulunduğu ülkelerde eğitim fuarları düzenleyip Türkiye’deki üniversiteleri de oraya davet ediyoruz. Bu konuda çok ciddi bir talep var. Eğitim alanı çok ciddi bir pazar dünyada hizmet sektörü olarak. Türkiye’nin de biliyorsunuz, hem hükümet programlarında hem kalkınma planlarında Türkiye’deki eğitimin uluslararasılaştırılması politikası var resmî olarak. Dünyayı tanımadan, rekabet ettiğiniz farklı ülkelerin eğitim modellerini bilmeden daha iyi, kaliteli, nitelikli hizmet sunamazsınız. Ben iki yönlü olarak yani hem Türkiye’deki eğitimle ilgili birikimi dünyaya taşımak hem de dünyadaki eğitimle ilgili tecrübeyi Türkiye’ye taşıma anlamında Maarif Vakfı’nın tam anlamıyla eğitim alanında dünyaya açılan bir pencere vazifesi gördüğünü, iyi bir iletişim kanalı olduğunu düşünüyorum. ‘44 ülkede ofisimiz var’ - Yeni projeleriniz neler? Biz başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere ülkemiz adına yurt dışında faaliyet gösteren TİKA, Yunus Emre Vakfı ve YTB gibi kurumlarla çok yakın çalışıyoruz. İhtiyaçlara göre stratejiler geliştiriyoruz. Bu çerçevede örneğin Türklerin yoğun olduğu ülkelerde etüt merkezleri, kültür merkezleri, ders çalışma merkezleri açarak oralardaki Türk ailelerinin çocuklarının eğitimlerine katkıda bulunmak, onların özellikle Batı’daki göçmen ailelerin çocuklarının üniversitelere yerleştirilmesine yardımcı olmak ve onların nitelikli üniversitelerde eğitim almaları konusunda duyarlılık oluşturmak istiyoruz. Bu konularda uzun zamandır çalıştaylar yaparak çalışma yol ve yöntemlerimizi geliştirmek için yoğun çaba harcadık. - Hangi ülkelerde açacaksınız bu merkezleri? Amerika da dahil birçok yerde etüt merkezleri açmak istiyoruz. Almanya, Fransa, Avusturya ve İngiltere’de de açacağız. Bunlar etüt ve kültür merkezleri olacak. Çünkü bu konuda ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ve özellikle Almanya gibi ülkelerde önemli konulardan biri ailelere rehberlik etmek aslında. Çünkü çocuklar yönlendirilemiyor, aileler bilinçsiz geliyor. Bunlara takviye dersler vermek hem de kültür ve dil bakımından da takviyelerde bulunmak istiyoruz. Onların Türkiye’yle olan aidiyetlerini sağlayacak destek çok önemli. Hafta sonları da güzel Türkçemizi öğreteceğiz. Bu anlamda Türkiye’nin kültür merkezleri yok maalesef. ‘Stratejik bir kurumuz’ - Eğitim alanında Türkiye’ye ilgi nasıl? Türkiye son zamanlarda uluslararası eğitimin merkezlerinden biri haline geldi. 125 bin civarında yabancı öğrenci var Türkiye’deki üniversitelerde. Türkiye her bakımdan dünyada yükselen bir trend. Eğitim alanında da son zamanlarda inanılmaz bir ilgi var. Fakat bu konuda Türkiye’nin eğitim alt yapısını, eğitim sistemini yurt dışına tanıtan, anlatan kurumlarımız yok. Dolayısıyla bizim şu anda Maarif Vakfı olarak 44 ülkede ofisimiz ve temsilciliğimiz var. Bunlar normal büyükelçiliğin dışında kendi bağımsız adresleri olan yerler. Belki de Dışişleri Bakanlığından sonra en fazla temsilcilikler bizde. Çünkü biz stratejik bir kurumuz. Örgün ve yaygın eğitimin dışında Türkiye’nin yurt dışında tanıtımı konusunda da görev üstleniyoruz. Zira biz doğrudan insana dokunuyoruz. Bu çerçevede oradaki ofisler, aynı zamanda Türkiye’de eğitim almak isteyen veya Türkiye’de o ülkeye gidip de dil öğrenmek isteyenler için de bir uluslararası eğitim ajansı gibi hizmet veriyoruz....
Türkiye Maarif Vakfı'nın Afganistan'ın Şibirgan kentindeki okullarında yeni eğitim ve öğretim yılı dolayısıyla açılış programı düzenlendi. Afganistan’da Türkiye Maarif Vakfı'na bağlı, içerisinde yurtları bulunan kız ve erkek liselerindeki 422 öğrenci, yeni eğitim ve öğretim yılına başladı. Yeni eğitim yılı dolayısıyla açılış töreni gerçekleştirildi. Programa, Türkiye Maarif Vakfı Afganistan Direktörü Mucip Uludağ, Şibirgan İl Milli Eğitim Müdürü Abdulhay Yeşin, okul müdürleri, öğretmenler ve Afganistanlı idareciler katıldı. Afganistan’da yeni eğitim-öğretim yılına başlayan okullarla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Afganistan'daki FETÖ okullarının Maarif Vakfı'na devredilmesiyle bu okullardaki eğitim kalitesinin artırılacağını söyledi. Afganistan'daki Türkiye Maarif Vakfı'na devredilen okullardan 2 lise ve 2 yurdun faaliyete geçtiğini diğer okullar ile ilgili çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Akgün, “Okullarımızda 218'i Kız Lisesi ve 204'ü Erkek Lisesi olmak üzere toplam 422 öğrencimiz ile eğitim öğretime başlandı. Afganistan’daki okullarımızda şehit ve gazi çocuklarına ayrı kontenjan verilecek. Türkiye Maarif Vakfı’na devredilen okullara Afgan halkı büyük bir ilgi gösterdi ve çocuklarını okullara kaydetmeye devam ediyor. Okullarda öğrencilerden alınan ücretlerde indirim yapacağız ve buradan elde edilen paraları yine Afganistan eğitim kurumlarına harcanacak.” diye konuştu. Akgün, FETÖ okullarının devredilmesi konusunda kolaylık ve destek sunan Afgan yetkililere de teşekkür etti. Ülkedeki Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ait 12 okul ve 3 dershane, Türkiye ve Afganistan arasında Şubat 2018'de imzalanan mutabakat zaptıyla Türkiye Maarif Vakfı'na devredilmişti....
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Fetullahçı Terör Örgütü ile iltisaklı okullar, Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi. Türkiye Maarif Vakfı'ndan (TMV) yapılan açıklamaya göre, Başkent Kinşasa'daki FETÖ ile iltisaklı olan ve bünyesinde anaokulu, ilkokul, ortaokul ile lise eğitim kademeleri bulunan bin 200 öğrenci kapasiteli eğitim kampüsünün devri, Kongo Milli Eğitim Bakanlığı ve TMV yetkililerinin katılımıyla düzenlenen törenle yapıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen TMV Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Türkiye ile Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasındaki kardeşlik köprüsünün temellerinin atılmış olduğuna ve bu temeli güçlendirmek için eğitim alanındaki iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Akgün, "Bugün itibarıyla başkent Kinşasa'daki FETÖ iltisaklı 4 okulun, Türkiye Maarif Vakfı'na devir işlemleri gerçekleştirildi. Demokratik Kongo halkına en iyi ve kaliteli eğitimi götürmek için tüm ekibimizle canla başla çalışacağız. Okullarımızın Türkiye misyonunu en iyi şekilde temsil ederek ülkenin eğitimine katkı sağlayacağına inanıyorum. Eğitim iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun dönemde en kalıcı ayağını oluşturacaktır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti yetkililerine, Vakfımıza verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. "15 Afrika ülkesinden 104 okul devralmış olduk" TMV'nin Afrika'dan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Büyükelçi Dr. Hasan Yavuz ise Türkiye'nin Afrika'ya olan desteğinin son yıllarda artarak devam ettiğine dikkati çekti. Yavuz, şunları kaydetti: "FETÖ'den Gine, Somali, Sudan, Kamerun, Mali, Moritanya, Nijer, Tunus, Senegal, Çad, Gabon, Burundi ve Fildişi Sahili'nin de aralarında bulunduğu 15 Afrika ülkesinden 104 okul devralmış olduk. Bu okullarımızda 11 bin 121 öğrenci eğitim görüyor. Son aldığımız okullarımızı da hızlıca restorasyondan geçirerek, öğrencilerimizi mağdur etmeden eğitimlerini sürdürmelerini sağlayacağız. Okullarımız daha modern bir şekilde Demokratik Kongo'da eğitim vermeye devam edecek." Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki FETÖ iltisaklı okulların Türkiye Maarif Vakfı'na devredilmesini öngören anlaşma, 18 Temmuz 2018'de imzalanmıştı....
Sudan'da bürokratlardan oluşan heyet, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) himayesinde bulunan okulların devredildiği Türkiye Maarif Vakfı'na (TMV) hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. TMV'den yapılan açıklamaya göre, Hartum Eyaleti Eğitim Bakanı Dr. Farah Mustafa, Toplum ve Himaye Bakan Vekili Umame Hasan Turabi, Bina ve Yapı Bakan Vekili Ömer Osman, Eğitim Bakanlığı Genel Müdürü Abdullah Nasır, Eğitim Bakanlığı Özel Liseler Genel Müdürü Hamza Muhammed Babekir, Eğitim Bakanlığı Özel Anaokulları Genel Müdürü İlham Yusuf ve Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Recah Muhammed'in aralarında bulunduğu heyet, başkent Hartum'da anaokulu, 2 ilköğretim ve 2 lise binasının bulunduğu eğitim kampüsünü ziyaret etti. Heyeti, TMV Mütevelli Heyet Üyesi Selim Cerrah, Afrika Koordinatörü Mustafa Efe ve Sudan Direktörü Fahreddin Keskin karşıladı. Sudan heyeti, okullarda incelemelerde bulunurken, okul idarecisi ve öğretmenlerle görüştü. "Sudan'a bu yapıyı tasfiye ettikleri için teşekkür ediyoruz" TMV Mütevelli Heyet Üyesi Selim Cerrah, Sudan heyetinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, İslam coğrafyası için tehdit olan FETÖ'ye karşı Sudan halkının Türkiye'ye destek verdiğini bildirdi. Cerrah, şunları kaydetti: "FETÖ dediğimiz örgüt, gittiği coğrafyalarda bizim kardeşlerimizi bize ve kendi ülkelerinin ilerlemesine karşı zarar vermek için çalışıyorlardı. Özelikle Müslüman ülkelerinde gayrimüslimlerle iş tuttular. Yoksulları ve fakirleri değil, daha çok zenginleri sevdiler. Mümkünse devlet kadrolarına sızabilmek için yöneticiler ve siyasilerle ilişkilerini güçlü tutmaya çalıştılar. Bunun da sebebi günü geldiğinde Türkiye ile muhatap ülkelerin ilişkilerini zehirlemekti ama çok şükür ki aklın yolu bir. Müslümanlar düşmanı ferasette yönetiyorlar. O açıdan biz sayın bakana ve Sudan devletinin tüm yöneticilerine gelecekte Sudan'a en büyük kötülüğü yapacak bu yapıyı tasfiye ettikleri için de ayrıca teşekkür ediyoruz." Türkiye'de aldıkları emirle darbe yapmaya kalkışan FETÖ'nün, kendini güçlü gördüğü ülkelerde de kendisini yöneten güçlerden aldığı talimat doğrultusunda eylem gerçekleştirebileceğine vurgu yapan Cerrah, şöyle devam etti: "Dün Türkiye'de yaptıklarını, emin olun gücü burada görebilseydiler, Türkiye'de kendilerine bu işi yap diye emir verenlerin emriyle burada aynısını yaparlardı. Çünkü kendi iradeleri ile davranmıyorlar. Emperyalistlerin kölesi olarak yaşıyorlar. TMV olarak Sudan'da birinci önceliğimiz, burayı bir ticari müessese değil, ilmi olarak geleceğe birlikte taşımak olacak. Dün ecdadımız hangi duygularla buraya geldiyse bugün biz de aynı kalple buradayız." "TMV, beklentilerimizin çok üstünde bir başarı ortaya koydu" Hartum Eyaleti Eğitim Bakanı Dr. Farah Mustafa ise Türkiye'deki darbe girişiminin ardından alınan kararla söz konusu okulları terör örgütünün elinden aldıklarını anımsatırken, "Aldığımız karar çerçevesinde bu okulların teslimiyeti konusunda gerekli hassasiyeti göstererek okulları TMV'ye devrettik. Milli Eğitim Bakanlığı olarak FETÖ'ye karşı duruşumuz konusunda üstümüze düşeni yaptık. Resmi kurumlarımızın katılımı ile yaptığımız ziyarette Türkiye'nin Hartum Büyükelçiliği ve TİKA ile ülkemizdeki Türkiye'nin resmi kurumlarıyla bir araya gelmenin de mutluluğunu yaşıyoruz." değerlendirmesini yaptı. Okullardaki öğrenci sayısının 900'den bin 500'e çıkartıldığına değinen Mustafa, şunları kaydetti: "İki kardeş ülkenin ortak kurumu olarak gördüğümüz TMV okullarının, Hartum eyaletindeki okullar içerisinde oldukça önemli bir yeri var. Bundan sonra da diğer okullar içerisinde başarılarını artırarak oldukça güzel bir yere sahip olacağına inanıyorum. Bu başarıyı kısmen gerçekleştirdiklerini görüyoruz. TMV, beklentilerimizin çok üstünde bir başarı ortaya koydu. Özelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile beraber Sudan'a yaptığı ziyaretler kapsamında Türkiye Maarif Okullarını ziyaret etmişlerdi. Bu okullarımız o günden bugüne önemli ölçüde değişim göstererek başarılarını ortaya koymuşlar." ...
Dışişleri Bakanlığı tarafından "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Girişimci ve İnsani Dış Politika" temasıyla düzenlenen 10. Büyükelçiler Konferansında Türkiye Maarif Vakfı faaliyetleri anlatıldı. Sheraton Otel'de düzenlenen 10. Büyükelçiler Konferansının özel oturumunda Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Mütevelli Heyetinden Osman Nuri Kabaktepe, Prof. Dr. Aşkın Asan, Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Doç. Dr. Cahit Bağcı, Selim Cerrah, Bülent Çiftci ve Zekeriya Akçam ile Yönetim Kurulundan Dr. Hasan Yavuz ve Mahmut Mustafa Özdil'in katılımıyla Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran moderatörlüğünde Vakfın bugüne kadar yaptığı önemli hizmetleri ve bundan sonraki adımları konuşuldu. Konferansta Prof. Dr. Akgün, Dışişleri Bakanlığı ile birlikte kurumlar arasındaki iş birliği alanlarını ve ortak çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vakıf faaliyetlerine dair bilgi paylaşımında bulunan Akgün, Türkiye Maarif Vakfının küresel faaliyetleri neticesinde yerli ve milli bir eğitim anlayışının dünyanın dört bir yanında filizlendiğini ifade etti. Akgün, Maarif Okullarının eğitimin ötesinde milletimize özgü değerlerin dünya genelinde güçlü bir zeminde yükselmesini sağladıklarını kaydetti....
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Arnavutluk'ta faaliyet gösteren New York Tirana Üniversitesi ve ona bağlı eğitim kurumlarını satın aldı. Arnavutluk'un ilk özel üniversitesi olarak 2002 yılında faaliyete başlayan New York Tirana Üniversitesi, daha sonra anaokulu, ilkokul ve ortaokul açarak her kademede eğitim vermeye başladı. 750'si üniversite, 180 lise ve anaokulu ile 9'uncu sınıf arası 90 olmak üzere, binin üzerinde öğrencisi bulunan bu eğitim kurumları, New York Eyalet Üniversitesi ile iş birliği yapıyor ve öğrencilerine çift diploma imkanı sunuyor. 2018-2019 eğitim yılı itibarıyla daha kaliteli ve başarılı bir şekilde Türkiye Maarif Vakfı'nın kontrolünde devam edecek okulda, liseye kadar eğitim dili Arnavutça, üniversite ve üstü eğitim ise İngilizce olacak. Üç fakülte, 9 bölüm, 35 program ve 3 araştırma merkezi ile farklı dallarda lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi veren üniversite, 8 bin metrekarelik kapalı alanda, kapalı ve açık spor alanlarının yanı sıra çeşitli sosyo-kültürel faaliyetlerin gerçekleştirebileceği alanlar da bulunmaktadır. Biyoloji-fizik-kimya laboratuvarları, zengin kütüphanesi, amfisi ve öğrencilerin eğitim süreçlerinde yardımcı olarak araştırma mekanları bulunan okul kapsamında Türkiye Maarif Vakfı, kısa zamanda Arnavutluk'ta kendi kampüsünü inşa ederek kaliteli eğitim imkanları sunmayı hedefliyor. New York okulları ile gelecek yıllarda farklı şehir ve kademelerde eğitim vermeyi planlayan Türkiye Maarif Vakfı, çeşitli burs imkanları ve başarılı öğrencilerine Türkiye'de eğitim alma imkanı sunarak, yerelde faaliyet gösteren diğer okullar ile de farklı işbirlikleri içerisinde Arnavutluk Eğitim sistemini geliştirmeyi amaçlıyor. Türkiye Maarif Vakfı tarafından satın alınan okullara kayıtlar devam ediyor....