Haber Sayfası Banner Görseli

Haberler

  • Aralık 09, 2025 2026-2027 Yılı Yıllık Tefrişat Alımı İhale İlanı

    Maarif Uluslararası Eğitim Kurumları Anonim Şirketi 2026-2027 Yılı Yıllık Tefrişat Alımı işi Açık İhale Usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin bilgilerin yer aldığıİhale İlan Metni.pdf‘ne bağlantıdan ulaşılabilir.İhaleye teklif verilebilmesi için ilanda belirtildiği şekliyle ihale dokumanı satın alınması zorunludur.İhale Dokümanları: İSN 2026-3401 TEFRİŞAT ALIMI İHALE DOKÜMANLARI...

  • Nisan 09, 2019 Senegal'de UDEF 12. Uluslararası Öğrenci Buluşması Düzenlendi

    Türkiye'de eğitim görmüş çok sayıda Senegalli, Türkiye Maarif  Vakfı işbirliğiyle Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) tarafından 12. Uluslararası Öğrenci Buluşması'nın Dakar programı gerçekleştirildi. "Doğudan Batı'ya Adil Bir Dünya" temasıyla 51 ülke 91 şehirde gerçekleştirilmekte olan 12. Uluslararası Öğrenci Buluşması, başkent Dakar'daki Maarif Okulu'nda düzenlendi. Buluşmaya, Senegal Türkiye Maarif Vakfı ile Dakar Yunus Emre Enstitüsü yetkilileri, Türkiye'de eğitim almış Senegalliler, Dakar Şeyh Anta Diop Üniversitesi'nde Türkçe eğitimi alan öğrenciler katıldı. UDEF temsilcisi Yunus Yıldız, programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de şu anda 203 ülkeden 150 bin uluslararası öğrencinin eğitim gördüğünü belirtti. Yıldız, 1983'ten bu yana eğitimini Türkiye'de tamamlayan 150 bin kişi olduğunu kaydederek, UDEF'in öğrenci ve mezunlara yönelik çalışmaları olduğunu ifade etti. Senegal Türkiye Maarif Vakfı Eğitim Direktörü İsmaila Sy da Türkiye'de eğitim alan Senegallilerin döndükten sonra Türkiye'nin kültürünü yansıtmaya devam ettiğini dile getirdi. Lisede okuyan öğrencilerin üniversiteyi Türkiye'de okumasını temenni ettiklerini söyleyen Sy, bu sayede ikili ilişkilerin de güçleneceğine işaret etti. Senegal Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Momar Diop da, Türkiye'ye 2002'de gittiği zaman ile mezun olduğu zaman arasında büyük değişime ve teknolojik gelişime şahit olduğunu belirtti. Momar Diop, "Türkiye'de eğitim alan Senegalliler, Türkiye'nin tanıtılmasına ve iki ülke insanının kaynaşmasında büyük bir rol oynayacaklardır." dedi. ...

  • Nisan 06, 2019 Senegal'in Bağımsızlığı Kutlandı

    Senegal'in Bağımsızlığının 59. yıl dönümü başkent Dakar'da düzenlenen törenle kutlandı. Uzun yıllar Fransa'nın sömürgesi olan ve 4 Nisan 1960'ta bağımsızlığını kazanan Batı Afrika ülkesi Senegal'de, bağımsızlığın 59'uncu yılı dolayısıyla Bağımsızlık Meydanı'nda resmi tören düzenlendi.  Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall ve eşi Meryem Faye Sall'in katıldığı resmi geçit törenine Dakar'daki Maarif Vakıf Okullarının öğrencileri de katıldı. Senegal'in Bağımsızlığı Maarif Okullarında da çeşitli etkinliklerle kutlandı. Dakar Maarif Okulunda düzenlenen kutlama etkinliğine, Türkiye Maarif Vakfı yöneticileri, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) temsilcileri, veliler ve öğrenciler katıldı. Senegal ordusundan temsilcilerin de bulunduğu program, iki ülkenin milli marşlarının okunması ile başladı. Öğrencilerin bağımsızlıkla ilgili şiirler okuduğu programda, yöresel tatlılar ikram edildi. Senegal'de Türkiye Maarif Vakfı'na bağlı 4 okulda 565 öğrenci eğitim görüyor. ...

  • Nisan 05, 2019 Prof. Dr. İsmail Kara Maariflilere Maarif Mefküresini anlattı

    “AKIL, NAKİL, SEZGİ BİRLİKTELİĞİ EĞİTİMİN TEMELİDİR” Türkiye Maarif Vakfı’nın “Eğitime Değer” sloganını merkeze alarak düzenlediği “6. Ülke Direktörleri İstişare Toplantısı” kapsamında gerçekleştirilen Maarif Söyleşilerinin konuğu Prof. Dr. İsmail Kara hocamızdı. Prof. İsmail Kara tüm ülke direktörlerimiz ve Merkez çalışanlarımızın hazır bulunduğu toplantıda “Maarif Kavramı Çerçevesinde Türk Eğitim Düşüncesi” konulu bir sunum gerçekleştirdi. “Maarif bizim için en önemli mesele midir veya neden önemli meseledir” sorularını sorarak konuşmasına başlayan İsmail Hoca; Türkiye’nin Osmanlı’dan beri eğitim meseleleriyle meşgul olduğunu ve uzun yıllar daha bu mesele ile meşgul olacağını söyledi. Eğitim ve maarif telakkilerinde sorunlar olduğunu, eğitim almanın, diploma sahibi olmanın her zaman maarif sahibi olmak anlamına gelmediğini, 1981 yılında aynı hastane odasında yattıkları üç yıllık ilk okul mezunu PTT müvezzii Vanlı Hüseyin amca ile ilgili bir hatırası üzerinden anlattı. Prof. İsmail Kara; “Hüseyin amca benden daha az kitap okumuştu, sahip olduğum diplomalar da onda yoktu, ama hem ülke meseleleri hakkında hem de maddi manevi aşk hakkında birikim ve derinliği benden çok fazlaydı. Ben soruyorum o cevap veriyordu. İlginç ve çok tutarlı yorumlar yapıyor, bilgiler veriyordu. Tahsili olmayan tecrübe sahibi bu Anadolu insanın yorum açısından tahsil yapan bir kimseden daha üst bir seviyede olmasının sebebi neydi?” dedi. Eski dönem eğitim kurumları ile yeni dönem eğitim kurumlarının bir karşılaştırmasını yapan İsmail hoca, esas sorunun yeni eğitim tasavvurunun eski eğitim tasavvurunu içinde barındırmaması olduğunu ifade etti. “Cumhuriyetin ilk yıllarında ve daha öncesinde şehrin merkezinde cami/mabet, onun etrafında da medrese, mektep ve tekke bulunurdu. Ve eğitim bu kurumlar tarafından bir bütün olarak verilirdi. Cami sadece yaygın değil, örgün bir eğitim merkeziydi. Medrese, mektep, tekke de bu bütünün küçük bir parçasıydı. Bu kurumlardan herkes payına düşeni alırdı. Bu sistemde modern eğitim sisteminde bulunmayan bir kademelendirme sistemi vardı ve bu sistem sayesinde tüm toplum eğitim ve kültür sahibi oluyordu. 1924 sonrasının eğitim sisteminde bir kademelendirme sistemi tümüyle unutulmuş” diyen Prof. Kara; modern eğitim sisteminin bir diğer temel sorununun mevcut sistemde bir kademelendirmenin bulunmayışı olduğunu ve pek çok sorunun da buradan kaynaklandığını ifade etti. Eski sistemde bulunan kategorilerin mimarisinden müfredat ve uygulamaya kadar bir karakterinin, bir anlamının ve bu anlamın pedagojik ve toplumsal bir karşılığının bulunduğunu; örneğin cami, hem mimarisi hem de eğitim içeriği ile dışa açık olduğu halde medreseler de hem mimarisi ile hem de müfredatı ile içeriye açık bir özellik arz ettiğini söyleyen İsmail Kara hoca, modern eğitim sistemindeki tek tipliliğin toplumda uzlaşma ve çok kültürlülük bilincini zayıflattığına vurgu yaptı. Konuşmasında 1924 öncesi eğitim sistemleri hakkında da bilgi veren Kara; Hicri 2. Asırda İslami ilimlerin teşekkül ettiğini ancak buna rağmen İslami ilimler ve İslami olmayan ilimler ayırımın bulunmadığını, tabii ilimlerin, felsefenin, kelamın bu ilimlerin bir parçası olduğunu, 11. ve 12. asırlarda bu ilimlerin birbirinden uzaklaşıp birbirine karşı duruma geldiğini, Nizamiye Medreseleri ile bu ayrımın derinleştiğini, Osmanlı Devletinin oluşumu ile birlikte birbirinden ayrılan bu ilim dallarının üst bir dil ile, her ilim dalı kendi istiklalini koruyarak nasıl bir araya getirileceğinin çalışmasının başladığını ve sonrasında yeni bir sistemin ortaya çıktığını, bu sistemin genel çerçevesinin Davut el-Kayseri tarafından çizildiğini, kendi adıyla anılan medreselerde uygulamaya konulduğunu; bu sistemde, akıl, nakil ve sezginin birlikte ele alındığını ve 1924 yılına kadar da bu çerçevede yürüdüğünü, 1924 sonrasında, nakil ve sezginin eğitim sisteminden dışlandığını, eğitimdeki temel bir sorunun da modern eğitim sisteminde nakil ve sezginin bulunmayışı olduğunu söyledi. “Türkiye eğitimde arayışlarını kaybetmiştir. Tarihi tecrübelerin günümüzdeki yeri ne olacaktır?” diyen Prof. İsmail Kara; “Bu tecrübe bir fırsat ve kapı olarak değerlendirilebilir mi? Yeni Davut el-Kayseriler yetiştirmeye gerek yok ama onun tecrübesinden yola çıkarak, ‘akıl, nakil ve sezginin birlikte var olabileceği bir eğitim sistemi kurabilir miyiz?’ sorusu günümüz Türkiye’sinin en aktüel sorusudur.” dedi. ...

  • Nisan 04, 2019 Türkiye'nin Dünya'ya açılan kapısı: Türkiye Maarif Vakfı

    Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’ne bağlı Basın Hayatı dergisinin 51. sayısı kapak konusu Türkiye Maarif Vakfı oldu. Basın İlan Kurumu tarafından 3 aylık periyotta basılan ve yurt genelinde dağıtılan Basın Hayatı Dergisi’nde Türkiye Maarif Vakfı kapak konusu olarak ele alındı. Altan Aydın’ın kaleme aldığı kapak konusunda Türkiye Maarif Vakfı’nın dünyada yürüttüğü faaliyetleri "Türkiye'nin Dünya'ya açılan kapısı: Türkiye Maarif Vakfı" başlığı ile yer verdi. Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca Basın Hayatı Dergisinin önsözünde, Türkiye’nin dünyaya çevrilen yüzü olarak, Anadolu coğrafyasının kültür, bilgi ve eğitim birikimi ile tecrübesini dünyanın çeşitli ülkelerinde ve farklı noktalarında yaşayan insanlarla paylaşmada adeta bir köprü görevi üstlenen ve ülkemizi doğru bir şekilde dünya devletlerine tanıtmada önemli görev üstlenen Türkiye Maarif Vakfı’nı yeni yılın ilk sayısında kapak konusu yaptıklarını belirtti. Vakıf Başkanımız Prof. Dr. Birol Akgün ile yaptığı röportaj ve infografiklerin bulunduğu makalenin girişinde Türkiye Maarif Vakfı ile ilgili şu ifadelere yer veridi: “Kamu diplomasisinde eğitim ve medya, toplumların ve devletlerin birbirini daha yakından tanımalarına yardımcı olmakta ve ülkemizi dünya siyasetinde etkin bir güç konumuna getirmektedir. Özellikle Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olan “Türkiye Maarif Vakfı” Anadolu coğrafyasının kültür, bilgi ve eğitim tecrübesini dünyanın çeşitli ülkelerinde ve farklı noktalarında yaşayan insanlarla paylaşmakta adeta bir köprü görevi üstlenmektedir.” Yazının devamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.bik.gov.tr/basin-hayati-51/ ...

  • Nisan 02, 2019 Afganistan'da FETÖ okulu, Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi

    Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile iltisaklı okullarının yönetiminin Türkiye Maarif Vakfına devrine ilişkin Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Eğitim Bakanlarınca imzalanan anlaşmaya istinaden, Celalabad kentindeki iki okul Afganistan Eğitim Bakanlığı yetkililerince Türkiye Maarif Vakfına başlatılan devir işlemleri tamamlandı. Afganistan Eğitim Bakanlığı Müşaviri Necibullah Kamuran, okulun devir teslim töreninde, Afganistan ile Türkiye eğitim bakanlıkları arasında yapılan anlaşma gereği ve Bakanlar Kurulunun onayı sonucu Afganistan'daki FETÖ okullarının 7'sini Türkiye Maarif Vakfına devrettiklerini ve geri kalan okulları da devredeceklerini söyledi. Anlaşmanın iki ülkenin yararına olduğunu ifade eden Kamuran, devralınan okulların kalitesinin artırıldığını ve yeni alınacakların da artırılacağını belirtti. Türkiye Maarif Vakfı ülke direktörü Şakir Voyvot ise Celalabat Momin Erkek Lisesinin Türkiye Maarif Vakfına devredilmesiyle 7 okulun devir işlemi tamamlanmış olduğunu belirterek, okulların kendilerine devrinden sonra bölge halkı tarafından çok büyük bir teveccühle karşılandığını ifade etti. Voyvot, “Afganistan’ın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına her bölgesinde Türkiye Maarif Vakfı olarak Afganistan eğitim sistemine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Afganistan İslam Cumhuriyeti yetkilileri ile sıkı bir iş birliği içerisindeyiz. Kalan okulların devrinin de en kısa süre içerisinde tamamlanmasını niyaz ediyoruz.” diye konuştu. Konuşmanın ardından okulların yeni personeli dualar eşliğinde görevine başladı. Anlaşma 2018'de imzalanmıştı Bu kapsamda, Afganistan'ın Herat, Mezar-ı Şerif, Nangarhar ve Cüzcan vilayetlerindeki 7 okulun devri tamamlandı. İlerleyen günlerde Kabil ve Kandahar'da bulunan 5 okulun daha TMV'ye devredilmesi planlanıyor. İki ülkenin eğitim bakanlarınca 26 Şubat 2018'de FETÖ okullarının devriyle ilgili anlaşma imzalanmıştı. ...

  • Mart 25, 2019 Türkiye Maarif Vakfı “6. Ülke Direktörleri İstişare Toplantısı” yapıldı

    Türkiye Maarif Vakfı Genel Merkezinde 5 gün boyunca devam edecek olan “6. Ülke Direktörleri İstişare Toplantısı” yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen Ülke Direktörlerimizle gerçekleştirilen İstişare Toplantılarımızın 6.sı bugün itibariyle Vakıf Genel Merkezimizde başladı. Türkiye Maarif Vakfının vizyon ve misyonunu anlatan yeni tanıtım filmi gösteriminin yapıldığı toplantı, TİKA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Birol Çetin, Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, Vakıf Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Önemli bir misyonla kurulan Türkiye Maarif Vakfı’nın ortak hafızayı oluşturmak ve ortak aklın ışığında faaliyetlerine yön vermek amacıyla her üç ayda bir istişare toplantıları düzenlendiğini hatırlatan Vakıf Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, yaptığı açılış konuşmasında şöyle konuştu: “Kültürel diplomasi misyonumuzu icra ederken bizim örneklerimiz ve rehberlerimiz “Anadolu İrfan geleneğinin” öncüleri olan Hoca Ahmet Yesevi, Mevlâna Celaleddin-i Rûmî, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli ve diğer gönül dostlarıdır. Vakfımızın ambleminde de temsil edilen Anadolu Kilimi motifi bizim için esasen bu sevgiye ve dayanışmaya dayalı kuşatıcı medeniyet anlayışımızın sembolleşmiş şeklini ifade etmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinde görev yapan vakıf mensuplarımızın attığı her adımda, üstlendiği her görevde bu sevgi medeniyetimizin temsilcisi olarak hareket etme sorumluluğu vardır.  Maarif Ereni olmak bir ciddi iddiadır ve “İnsan olana dava gerektir” anlayışıyla hareket etmeliyiz. Geleneğimize dayalı uhuvvet yani “sevgi, saygı ve fedakârlık” bizim temel düsturumuz olmalıdır. Bu anlamda, Türkiye Maarif Vakfı bin yıldır Anadolu’da farklı kültürleri bir arada yaşatan tecrübemizi, birikimimizi, inancımızı, irfanımızı ve bilgeliğimizi tüm dünyaya taşıyarak Türkiye’nin itibarı ve dünyanın iyiliği için çalışmaktadır.” Maarif Vakfı’nın misyonu ve faaliyetleri esasen Birleşmiş Milletler’in kuruluş tüzüğünde ifade edilen tüm dünyada kalıcı barışını korumak ve 2030 Vizyon belgesinde deklare edilen “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kaliteli Eğitim” hedefleriyle de son derece uyumlu olduğuna dikkat çeken Akgün, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Okul çağına gelen her çocuğun kaliteli ve nitelikli eğitim fırsatına kavuşması ancak bu imkanların oluşturulmasına bağlıdır. Türkiye Maarif Vakfı olarak okul açtığımız pek çok ülkede eğitim kadromuz ve temin ettiğimiz ders araç ve gereçleriyle kaliteli ve nitelikli eğitim hizmeti sunmakta, iyi insanlar yetiştirerek milletimiz ve diğer milletler arasındaki dostluk bağlarını güçlendirerek dünya barışına da hizmet etmekteyiz. Dünyanın bu sese ve nefese ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz. DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi ülkemizin ve insanlığın başına bela olan, ruhları karartan ve gelecek nesilleri zehirleyen terör örgütlerine karşı en iyi mücadele, eğitim yoluyla toplumlarımızdaki iyi insanların sayısını artırmaktır.” “HER KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIRIZ” Ardından TİKA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Birol Çetin, TİKA olarak 26 senedir faaliyet yürüttüklerini belirterek, şu anda 59 ülkede 61 tane ofisleri olduğunu söyledi. TİKA olarak yıllık ortalama 2 bine yakın proje gerçekleştirdiklerini ifade eden Çetin şöyle devam etti: “Bu projelerin büyük bir kısmı eğitim. Bunun yanında temel alt yapı ile sağlık projelerimiz var. Ama eğitim çok önemli, TİKA olarak geri kalmış ülkelerde yaptığımız modern okullarımız var. Öncesinde gerçekten çok kötü şartları olan okullarda her gün hasta olan öğrenciler gördük. Kapatılması gereken ve çok kötü koşulları olan okullar gördük. Biz TİKA olarak elimizden geldiğince bu okulların alt yapısına destek veriyoruz. Sahada ofisimizin olduğu ülkelerde Türkiye Maarif Vakfına her konuda destek vermeye hazırız. Birçok ülkede Maarif Vakfı faaliyetlerini destekliyoruz. Bizim de önemsediğimiz eğitim alanında çok iyi çalışmalar yürütülüyor.” şeklinde konuştu. “KALBİ ÜLKEMİZ İÇİN ATAN İNSANLAR İÇİN…” Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ise yaptığı konuşmasında, “medeniyetimizin, kültürümüzün kalbi İstanbul’da, İstanbul’un eğitim, kültür ve sağlık anlamındaki başkenti olarak kabul edilebilecek Üsküdar’ın böylesine bir toplantıya ev sahipliği yapmasından büyük bir memnuniyet duymaktayız” dedi. Türkiye Maarif Vakfı’nın dünyada yaptıklarını gördüklerinde Türkiye’nin sadece Türkiye’den ibaret olmadığını bir kez daha gördüklerini ifade eden Demiryürek, “780 bin kilometre kare vatan toprağımız var. Ama bunun dışında bizim gönül coğrafyamız ve umut coğrafyamız var. Dünyanın farklı ülkelerinde Türkiye’yi umut olarak gören kendisine alternatif vatan olarak gören ve Türkiye’yi gerektiğinde sığınılabilecek vatan olarak gören milyonlarca insan var. Dünyada bizim dışımızda kalbi ülkemiz için atan milyonlarca insan var. Türkiye Maarif Vakfı’nın misyonunun da bu çerçevede olduğunu görüyoruz.” diye konuştu. ...