Afrika Birliği Örgütü 25 Mayıs 1963’te Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da özgürlük ve bağımsızlık vurgusuyla kuruldu. Bugün kıtada ve Türkiye’de Afrika Günü olarak kutlanıyor. Türkiye Maarif Vakfı da “Afrika’yı Anlamak” etkinliğiyle Afrika Günü’nün 60. yıl dönümünde kutlama etkinliği düzenledi. Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti üyeleri, öğrenciler ve çalışanların katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün yaptı. Programa katılanları selamlayarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Akgün, “Türkiye Maarif Vakfı olarak Afrika’nın 26 ülkede okulumuz var. Doğusundan batısına kuzeyinden güneyine Afrika coğrafyasının tamamında faaliyet gösteriyoruz. 2. Dünya Savaşı sonrasında anti emperyalizm süreci hızlandı. Ve Afrika kıtası da sürece dahil oldu. Bu, dünya için örnek gösterilecek bir adımdı. 1963’te kıtanın tamamını kapsayan Afrika Birliği, 25 Mayıs’ı Afrika günü ilan etti. Biz de Afrika halklarının tarihini, birliğini ve mücadelesini anmak üzere buradayız.” ifadelerini kullandı.Bugünkü programda Maarif mezunu öğrencilerin kendi mücadelelerini anlatacaklarını söyleyen Prof. Dr. Akgün, Türkiye’nin son dönemde Afrika ile ilgili yaklaşımların ivme kazandığını, 1997’de hazırlanan Afrika eylem planıyla ilişkilerimizin hızlandığını aktardı. “Bugün 44 ülkede büyükelçiliklerimiz bulunuyor. Dünyanın 5. ülkesiyiz bu anlamda. Dışişleri Bakanlığının stratejik hedeflerinden biri 54 ülkenin tamamında olmak. Ticari ilişkiler de stratejik ortaklık düzeyinde ilerliyor. Türkiye Afrika stratejik iş birliği toplantıları yapılıyor. Uzun dönemli olarak sadece stratejik, diplomatik ve ekonomik ilişkiler değil kültürlerin ve halkların birbirini tanıması için faaliyetler lazımdı.” diyen Akgün, YTB üzerinden burs faaliyetlerinin olduğunu, eğitim üzerinden bu ilişkileri tesis eden kurumun da Türkiye Maarif Vakfı olduğunun altını çizdi. Afrika’nın 26 ülkesinde eğitim faaliyetiyle bu ilişkilerin bir parçası olmaktan çok mutlu olduklarının vurgulayan Akgün, “Maarif Okullarının başarı hikayesi hepimizi gururlandırıyor. İlişkilerin unsuru olmak üzere ciddi bir gayret içerisindeyiz. Türkiye’nin alt yapısı sanayileşme ve eğitim alanında geldiği seviye Afrika ülkeleri için örnek teşkil ediyor. Daha iyi birliktelikler ve daha iyi bir gelecek kurmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin her kurumunun ve Türkiye Maarif Vakfının önceliğidir. Hepinizin Afrika gününüzü kutluyorum. Daha mutu bir geleceğe hep birlikte yürüyebilmek üzere.” diyerek sözlerini tamamladı.Prof. Dr. Birol Akgün’ün konuşmasının ardından moderatörlüğünü Sosyal ve Kültürel Faaliyetler Daire Başkanı Memet Fatih Pehlivan’ın yaptığı panele Maarif mezunu öğrencilerden Madagaskar’dan Houahoua Alfredin, Cezayir’den Bedia Berrağ ve Madagaskar’dan Muhammed Yusuf katıldı. Memet Fatih Pehlivan’ın Afrika’da ailenin durumuna ilişkin sorusunu Bedia Berrağ, “Ailede en büyük rol annededir. Ülkeden ülkeye değişen bir şey değil. Aileler 3 veya 4 çocuğa sahip olur. Babaların çalışır anneler ev hanımıdır. Sabah namaza kalkılır. Anne uyumaz, kahvaltıyı hazırlar. Kahvaltı genellikle Türkiye’deki kadar mükellef olmaz. Çocuklar okula gider. Okuldan sonra saat 4’te ve 5’te ailece kahve molası verilir. Sonrasında anne akşam yemeği hazırlar. Baba çocuklarla beraber namaza gider. Mutfakta çoğunlukla televizyon olur. Cezayir’de bulaşık makinesi kullanma kültürü olmadığı için bulaşıklar elde yıkanır. Bu açıdan kız çocuklara ve anneye görev düşer.” diyerek cevapladı. Etiyopya’dan Muhammed Yusuf; sabah namazına anne kaldırdığını, hep beraber namaz kılındığını, çocuklar Kur’an okumaya kursa gittiğini, Kur’an kursundan sonra okulun başladığını aktardı. Madagaskar Alfredin Houahoua ise aile hayatını “Afrika’nın her ülkesinde olduğu gibi hanımlar ve kızlar çalışır. Çocuğu olan hanımlar daha fazla sorumluluk taşır. Sabah erken herkesten önce uyanır, gidip kahvaltıyı hazırlar. Anne baba ve çocuklar bu sürede hazırlanır. Yemek hazır olunca beraber kahvaltı yaparlar. Güne böyle başlanır. Çocuk okula gitmiyorsa, anne ve baba işe gider, çocuklarını yakınlarından birine bırakırlar. Okula gidiyorlarsa çocuklar, hep birlikte okula giderler. Madagaskar’da su bulmak zor. Anne ve kızı sabah, baba da akşam su almaya gider. Akşam yemeğinden sonra erkenden yatılır. Yatmadan önce ailece toplanılır, bazen dışarıya çıkıp halı serip oturur ve sırayla hikaye anlatılır. Şimdiki eğitim sistemi gelmeden önce çocuklar bu şekilde eğitiliyordu.” diyerek özetledi. Özel günler ve yemek kültürünün konuşulduğu panel, Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi İpek Coşkun Armağan’ın öğrencilere hediye takdimiyle tamamlandı. Etkinlik Afrikalı müzisyen, beste yazarı, aktivist Enzo Ikah’ın şarkılarıyla sona erdi. ...