Türkiye Maarif Vakfı (TMV), Belçika'ya iş gücü göçüyle gelen ve 60 yıldan fazladır varlık gösteren Türk toplumu içerisinde çok dillilik ve kültürel zenginliğin farklı boyutlarıyla ele alındığı bir sempozyum düzenledi.Brüksel'deki TOBB ofisinde düzenlenen sempozyuma, Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal, Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Halime Kökce, dil terapistleri İsmigül Assenov ve Melanie Delaunay, Klinik Psikolog Neslihan Akyol, Çok dillilik uzmanı Laura Schenus, Liege Üniversitesi Dil Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Comblain Annick ve Brüksel Çok Dillilik Konseyi Başkanı Prof. Dr. Philippe Van Parijs katıldı.TMV Belçika Temsilcisi Büşra Doğan, açılış konuşmasında, TMV'nin Belçika'da Türk çocuklara hem eğitim aldıkları diller ve okuldaki branş derslerinde hem de ana dillerinin gelişimi konusunda destek sağladığını anlattı.TMV Mütevelli Heyeti Üyesi ve eski Brüksel Büyükelçisi Doç. Dr. Hasan Ulusoy da TMV'nin 55 ülkede faaliyet gösterdiğini anımsatarak, "Avrupa özeline baktığımızda temel belirleyicilerinden biri göçmen topluluklardan olarak Türklerin mevcudiyeti. TMV, Belçika Türk toplumunun gençleri ve ülkenin bir anlamda geleceği olan çocuklarımızın, Türk vatandaşlarımızın ana dil eğitimine katkı sağlamak için çalışmalarda bulunuyor." diye konuştu.Göçmen toplulukların tam olarak entegre olmaları için çok dilliliğin önemli olduğuna dikkati çeken Ulusoy, hem ana dil hem de yaşanılan ülkede konuşulan dillere hakim olunması gerektiğinin altını çizdi.Ulusoy, ana dile hakim olunduğu takdirde başka dillerin öğrenilmesi sürecinin de kolaylaşacağına dikkati çekerek, sempozyumdan çıkacak fikirlerin Belçika'daki uygulamalara yol gösterici nitelikte olmasını umduğunu dile getirdi."Türkler, Belçika toplumunu zenginleştirdi" vurgusuTürkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Uysal da sempozyumda Türk vatandaşlarının Belçika'ya gelişinin "60. yıl dönümünün" çok dillilik odaklı bir yaklaşımla ele alınacağını söyledi.Uysal, iş gücü göçünün yalnızca ekonomik bir hareketlilik değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm sürecinin kendine özgü deviniminin başlangıcı anlamına geldiğini ifade ederek, şu görüşleri paylaştı:"1960'lardan itibaren Türkiye'den Belçika'ya gelen vatandaşlarımız sadece kendi yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmamış, Belçika toplumunu sosyal, kültürel ve ekonomik manada zenginleştirmişlerdir. Sanattan siyasete başarılı bireylerin varlığı bunun en güzel kanıtıdır. İki toplumun iç içe geçmesiyle ortaya çıkan çok dillilik ve kültürel çeşitlilik iki ülke için de önemlidir."Uzmanlar, ana dilin önemine işaret ettiPsikolog Akyol ise ana dil temelleri atılmamış bireylerin başka dilleri nasıl öğreneceğine dair bilgiye de sahip olamayacağını vurgularken, Delaunay da Brüksel'de 104 dilin konuşulduğunu, göçmen ailelerin çocuklarında konuşma problemlerinin öğrenilmesi istenen dile yeterince maruz kalmamaktan kaynaklandığı mesajlarını verdi.Assenov ise göçmen ailelerin çocuklarına ana dil yerine toplum dilini öğretmeye çalıştığını ancak bu yaklaşımın doğru olmadığını ifade ederek, ülkede konuşulan dilin zaman içerisinde öğrenileceğinin, ancak çocuğun aileden ana dilinin temelini alması gerektiğinin altını çizdi.Schenus da dil öğreniminde "his filtresi" engeline değinerek, çocuklarda dille ilgili olumlu hisler uyandırılması için çalışmalar yapılması gerektiğine işaret ederken, Prof. Dr. Annick ise bir çocuğun birden fazla dili aynı anda öğrenebileceğini ve dillerin birbirini tamamladığını aktardı.Annick, Belçika'da ana dilin önemine uygun müfredatların uygulanmadığını belirterek, "Dil bilimciler için hiyerarşi yoktur. Tüm diller eşittir." dedi.Prof. Dr. Van Parijs de Belçika'nın kendi içerisinde iki resmi dili olduğunu anımsatarak, bu dillerden birine hakim olanların diğerine yeterince hakim olmaması sorununa değindi.Van Parijs, "çok dillilik haftası" etkinliği önerisinde bulunarak, ana dilin öneminin vurgulanması gerektiğini, ancak çocuklara ana dilini öğretmede ilk sorumluluğun ebeveynlere ait olduğunu kaydetti....
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Maarif Vakfının Pakistan'ın Lahor kentinde bulunan okulunu ziyaret etti.Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, çeşitli programlara katılmak üzere Pakistan'a giden Bakan Tekin, ziyaretinin ilk gününde Türkiye Maarif Vakfının Pakistan'ın Lahor kentindeki okulunu ziyaret ederek, buradaki kampüsü gezdi.Çiçeklerle karşılanan Tekin, yürütülen projeler hakkında öğrenci ve öğretmenlerden bilgi aldı, öğrencilerle sohbet etti.Ardından konferans salonunda öğretmenlerle bir araya gelen Tekin, Türkiye'de Pakistan dendiği zaman herkesin yüzünde bir tebessüm ifadesi oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:"Pakistan'la ilgili bu sempatinin kuşkusuz birçok sebebi var, İslam kardeşliği bunlardan bir tanesi. Yine zor zamanlarda birbirimizin yanında olma hasletlerimiz bunlardan bir diğeri. Kurtuluş Savaşı'nda Pakistan'daki kardeşlerimizin Ulusal Kurtuluş Savaşımıza verdikleri destek, dilden dile sürekli anlatılır. Muhammet İkbal bu kardeşliği güçlendiren isimlerden bir tanesi. Bizde Muhammet İkbal, sadece bir şair olarak değil, aynı zamanda emperyalizme karşı güçlü bir direnişi sembolize eden bir aktivist, bir entelektüel, bir ilim insanı, bir mütefekkir olarak tanınır. Türkiye'de idealist ve topluma karşı sorumluluk hisseden bütün entelektüellerin kuşkusuz bir Muhammed İkbal geçmişi vardır. Mekanı cennet olsun."Tekin, Türkiye ile Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi olarak Ankara'nın en önemli caddelerinden birine Cinnah adının verildiğini de hatırlattı.Gittiği her ülkede Türkiye Maarif Vakfı okullarını ziyaret ettiğini bildiren Tekin, şu ifadeleri kullandı:"Türkiye Maarif Vakfı kurulurken bir çıkış noktası vardı. Bilindiği gibi eğitim, artık küresel dünyada çok önemli bir argüman, enstrüman haline dönüştü. Vakfı kurarken gerekçemiz şu idi, dünyada evrensel geçerliliği olan diploma programları var ama İslam dünyasından neşet etmiş, değerlerimizi ve hassasiyetlerimizi ön planda tutan, ezilen dünyanın haklarını savunan bir diploma programının eksikliğini hissettik. Türkiye Maarif Vakfı'nın varlık sebebi, bu anlamda böyle bir evrensel geçerliliği olan ve gönül coğrafyamızın hassasiyetlerini yansıtabilecek bir diploma programı inşa edebilmekti. Milli Eğitim Bakanlığı olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Maarif Vakfını daha ileriye taşımak için atılması gereken adımların takipçisi olacağız inşallah."Zor günlerinde tüm kurumlarıyla her zaman Türkiye'nin yanında yer alan Pakistan devletine ve Pakistan halkına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamlarını da ileten Tekin, iki ülke ilişkilerinin gelişmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.Ayrıca Bakan Tekin, Badşahi Camii'ne ziyarette bulundu, Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal'in camide bulunan mezarını da ziyaret ederek dua etti.Bakan Tekin'e ziyaretleri boyunca Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi İrfan Neziroğlu, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün ve Pakistan'daki Türk kurumlarının temsilcileri eşlik etti....
Türkiye Maarif Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından Cumhuriyetin 100. yılına armağan olarak hazırlanan Türk Maarif Ansiklopedisi tamamlandı. Toplamda 6 cilt ve 3 bin 120 sayfa olarak, uzman yazar ve akademisyenlerin telif ettiği maddelerden oluşan eserin Türkiye Maarif Vakfı merkezindeki tanıtım toplantısında konuşan Türkiye Maarif Vakfı Başkan Vekili Ahmet Emre Bilgili, dört yıldır çalıştıkları eserin artık somut olarak var olmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Vakfın küresel bir eğitim kuruluşu olduğunu anımsatan Bilgili, telif olarak eğitim ansiklopedisinin daha önce yapılmadığını ve bunu gördükleri için çalışma başlattıklarını kaydetti. Bilgili, "Bu coğrafyanın, bu medeniyetin çok büyük bir eğitim birikimi var. Bu eğitim birikimini derli toplu şekilde, ansiklopedi olarak ortaya koymak istedik." dedi. Eğitim alanında içerik üretmenin son derece önemli olduğunu vurgulayan Bilgili, "Ansiklopedik bilginin en değerli yanı güvenilir olmasıdır. Güvenilir olmasının altında kaynakları yatar. Birçok istasyondan geçerek çok daha sağlam bilgi haline gelmesi yatar. Bunun için de güvenilirlik derecesi son derece yüksektir. Biz eğitim birikimimizi kişiler, eserler, kavramlar ve şehirler üzerinden ele alarak ortaya koyduk. Türkiye Maarif Vakfı'nın Türkiye Bilimler Akademisi'yle birlikte son derece stratejik bir iş başardığını tevazu yapmadan söylüyoruz." diye konuştu. Ansiklopedide çok fazla emek ve birikim olduğuna dikkati çeken Bilgili, eseri anlatan kısa bir sunum gerçekleştirdi. - "Uzun bir yolculuktu" Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker de konuşmasında başta Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.Zor bir işin sonunu görmenin büyük mutluluk verdiğini belirten Şeker, eseri bundan sonra da teknolojik gelişmeler eşliğinde herkesin istifadesine sunacaklarını kaydetti. Şeker, "Uzun bir yolculuktu. Ortaya konan eserin kalıcı olması bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor." ifadelerini kullandı. Türk Maarif Ansiklopedisi Bilim Kurulu Başkanı Azmi Özcan da eserin arkasında, 4 bin yıllık da bir tarih olduğunu vurguladı.“Bir Milletin Kurucu Metinleri Yoksa Yarışı Sürdüremez”Özcan, "Eğer varlık aleminde var olmak istiyorsanız yaşadığınız zaman ve mekanın mührünü sizin basmanız lazım. Eğer bu adı siz koymazsanız coğrafyayı vatan yapamazsınız. Türkistanınız Orta Asya olur, bulunduğunuz yer Orta Doğu olur, zamanınız Greenwich olur. Türk milleti, bizler, Müslüman Türkler yeryüzüne varlıklı olmak için değil var olmak için geldiğimizi düşünüyorum. Var olmak istiyorsak iz bırakacağız. Bir milletin ansiklopedisi yoksa, atlası yoksa, kurucu metinlerini her yeni nesil için yeniden nakşetmiyorsa bu yarışı sürdürebilmesi mümkün değil." diye konuştu. Maharetin eseri yaşatmakta olduğunu kaydeden Özcan, gece gündüz bu eser için mesai harcayanlara teşekkür etti. Toplantıya, eski Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Sezgin, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, yazar Beşir Ayvazoğlu, yazar İskender Pala, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek ve TMV Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Konuşmaların ardından bilim kurulu üyelerine teşekkür beratı verilen toplantı, aile fotoğrafı çektirilmesinin ardından sona erdi.Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, program ile ilgili gönderdiği telgrafta şu ifadelere yer veridi; “Türkiye Maarif Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademisi iş birliğiyle hazırlanan Türk Maarif Ansiklopedisi tanıtım toplantısının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Yoğun emek ve çalışmaların neticesinde ortaya çıkan bu kıymetli eseri maarif dünyamızla buluşturan kurumlarımızı hassaten tebrik ediyorum. Ansiklopedimizin ilim ve irfan yolculuğumuza geçmişten geleceğe ışık tutacak, önemli bir kaynak ve rehber olacağına inanıyorum. Türkiye Maarif Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademi'mizi bu titiz çalışmalarından ötürü tebrik ediyor, Türk Maarif Ansiklopedisi'nin ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.” -Dijital versiyonda maddeler güncellenmeye devam edecek Yaklaşık 700 yazarın telif ettiği 1300 maddeden oluşan, Türklerin tarih boyunca eğitim alanında ortaya koydukları birikimi bilimsel metotlarla inceleyerek günümüz dünyasının eğitim anlayışına katkıda bulunmayı hedefleyen ansiklopedi alanındaki ilk ve en kapsamlı yayın olma özelliğini taşıyor. Eserde maddeler üç temel ilim dalı olarak, eğitim bilimleri, eğitim tarihi, kültür ve medeniyet alanlarında ele alındı ve 5 ayrı kategoride toplandı. Kavramlar, eserler, kurumlar, kişiler, şehir, olay ve dönemler ansiklopedinin ana çerçevesi oldu. Kavramlar kategorisinde dünya eğitim tarihinde derin etkisi olan Türklere ait kavramlar ortaya konuldu. Türk eğitim dünyasının, kendi geçmişinde yeni nesillere özgüven verecek çok sayıda özgün kavram üretebildiği gösterildi. Eserler kategorisinde kültür ve medeniyeti oluşturan eğitim içerikli temel kaynaklara yer verilirken, kurumlar kategorisinde Türk kültür ve eğitim dünyasının tarihin bilinen en eski dönemlerinden 21. yüzyıla kadar meydana getirdiği kurumlara yer verildi. Kişiler kategorisinde ise eğitim tarihinin önde gelen şahsiyetleri tanıtıldı ve kendi kültürel çevresinin yanında insanlık tarihine hayatı ve eserleriyle örnek olmuş isimler seçildi.Şehir, olay ve dönemler kategorisinde ise Türk eğitim ve kültür tarihinin önemli şehirlerinin yanında, eğitimle ilgili önemli gelişmeler ve iz bırakan dönemler de ele alındı. Türk Maarif Ansiklopedisi www.turkmaarifansiklopedisi.org.tr adresinde yayına açılırken, gelecek dönemde dijital versiyonda maddeler güncellenmeye devam edecek....
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Senegal Okulları, öğrencilerin cuma günleri geleneksel kıyafetleriyle okula gittiği "Cuma Selamlığı" projesiyle hem ülke geleneklerini yaşatmaya çalışıyor hem de öğrencilerin kendi kültürleriyle bağını güçlendirmeyi hedefliyor.Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 95'inin Müslüman olduğu Senegal'de cuma günü halk geleneksel kıyafetler tercih ederek, daha özenli giyinmeye dikkat ediyor. Yediden yetmişe Senegalliler, kadın erkek fark etmeksizin cuma günleri, parlak kumaşlarla hazırlanan "boubou" ismi verilen rengarenk geleneksel kaftan ve elbiseler giyiyor.TMV Senegal Okulları da normalde forma giyen öğrencilerinden cuma günleri okula geleneksel kıyafetlerle gelmelerini istiyor. Dakar Sacre Coeur Koleji'nde Türkçe öğretmeni Furkan Şişman tarafından hazırlanan "Cuma Selamlığı" isimli projeyle öğrencilerin kendi kültürleriyle bağının güçlenmesi hedefleniyor. - Afrika Evi'nin davetlilerinden ilham aldıAA muhabirine projenin detaylarını anlatan Şişman, ilhamını 2022'de Dünya Gönüllülük Günü kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Afrika Evi programında geleneksel kıyafetler giyen Afrikalı davetlilerden aldığını söyledi. Birbirinden renkli ve farklı kıyafetler tercih eden Afrikalı konukların, kültürlerinden bir parçayı üzerlerinde taşımaktan gurur duyduğunu gözlemlediğini vurgulayan Şişman, projeye de bu gözlemi sonrası karar verdiğini kaydetti. Şişman, "Senegal'de insanlar genelde cuma günleri yerel kıyafetlerle dışarı çıkarıyorlar. Biz de bu geleneği okulumuza nasıl uyarlayabiliriz diye düşündük ve böyle bir proje yapmaya karar verdik. Cuma günleri öğrencilerimizi okula yerel kıyafetleriyle davet ediyoruz ve böylece kendi kimlik ve değerlerini korumalarının da önünü açıyoruz." dedi.Velilerin de bu uygulamadan çok memnun olduğunu belirten Şişman, "Hızla küreselleşen dünyada toplumlar kendi kimliklerini kaybederken biz elimizden geldiğinde Senegallilerin bu gelenekleri yaşatmalarına destek olmak istiyoruz." diye konuştu.- "Geleneksel kıyafetlerle okula gittiğimde kendimle gurur duyuyorum" Dakar Sacre Coeur Koleji öğretmenlerinden Mamadou Diop da projenin hem öğrenciler hem de öğretmenlere köklerine dönme fırsatı verdiğini söyledi.Diop, "İlk Cumhurbaşkanımız Leopold Sedar Senghor'un da dediği gibi dünyaya açılmak için önce köklerinize sahip çıkmanız lazım. Öğrenciler evvela sahip oldukları değerleri, kimliği ve gelenekleri öğrenecek ki akabinde dünyayı keşfedecek. Bu açıdan projeyi çok yararlı buluyorum." ifadesini kullandı.Öğrencilerden Maimouna Lakh da "Geleneksel elbiselerimi giyerek okula geldiğimde hem kendimi çok daha iyi hissediyorum ve kendime güvenim artıyor." dedi.Bir diğer öğrenci Vassor Seck de "Geleneksel kıyafetlerle okula gittiğimde, kendi kültürümden bir parçayı üzerimde taşıyabildiğim için kendimle gurur duyuyorum ve bu beni çok motive ediyor." diye konuştu. Cuma Selamlığı projesi, TMV'nin "Eşit ve daha adil bir toplum ve sürdürülebilir bir gelecek için eğitim" temasıyla 6-7 Aralık'ta çevirim içi düzenlediği 4. İstanbul Eğitim Zirvesinde de "eğitimde iyi örnekler" ödülüne layık görüldü....
Yurt dışında Türkiye adına eğitim kurumları açmak üzere 6721 Sayılı kanunla kurulan Türkiye Maarif Vakfı Kırgızistan’daki SAPAT eğitim kurumlarını devraldı. Kırgızistan’da 2021 yılından bu yana kendi açtığı Bişkek Uluslararası Maarif Okullarında 1500 öğrenciye kaliteli eğitim sunan ve Kırgız Milli Eğitim Bakanlığı ile yakın ilişki içinde faaliyetlerini yürüten Maarif Vakfının çalışmaları Kırgız makamlarınca da takdir edilmektedir. Bugünkü devir ile birlikte Maarif Vakfı, Kırgızistan’da eğitim faaliyetlerini sekiz ayrı şehre yaygınlaştırmış olacaktır. SAPAT Eğitim Kurumlarının devir işlemiyle birlikte 43 K12 (anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretim) düzeyinde eğitim kurumu ile bir üniversite ve bir yönetim merkezi binası vakfın idaresine geçmiş bulunmaktadır. İlk ve Orta eğitim kurumlarında okuyan yaklaşık 10 bin öğrenci ile Ala-Too Uluslararası Üniversitesi bünyesinde bulunan 3 bin 850 öğrenci de Türkiye Maarif Vakfına geçmiş olacaktır. Şimdiye kadar 23 ülkede FETÖ okullarını devralarak başarıyla işleten Türkiye Maarif Vakfının kendi açtığı 32 ülkedeki okullarıyla birlikte halen 55 ülkede, 448 okulda yaklaşık 55 bin öğrenciye uluslararası standartlarda eğitim sunmaktadır. Devir ile ilgili olarak açıklama yapan Vakıf Başkanı Birol Akgün “Bu devir kararı, iki ülke hükümetleri arasındaki güçlü dostane ilişkilerin ve vakfımızın uluslararası tecrübesine dayalı eğitim kalitesine olan güvenin bir neticesi olarak görülmelidir. Vakfımız adına Kırgız makamlarına verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyoruz. Kırgız çocuklarına bundan sonra çok daha kaliteli eğitim hizmeti vermek için çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu okullarda yetişen çocuklarımız Türk ve Kırgız halkları arasındaki derin bağları daha da güçlendirecektir” dedi. Kırgızistan’da bulunan Türkiye Maarif Vakfı heyetini kabul eden Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Edil Baysalov, SAPAT eğitim kurumları ağının Türkiye Maarif Vakfı yönetimine devredilmesi kararını paylaşmaktan mutlu olduğunu belirterek “Bu kararın, öğrencilerinin çıkarlarının en iyi şekilde korunması ve Vakfın eğitim alanında güvenilir bir ortak olarak kazandığı haklı itibarı nedeniyle alındığını” belirtti....
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya'nın Kalkandelen şehrindeki Uluslararası Maarif Okulu'nu ziyaret etti. Öğrenci ve öğretmenlerle bir araya gelen Kurtulmuş, okulun faaliyetlerine ilişkin yetkililerden bilgi aldı.Kalkandelen Uluslararası Maarif Okulu'nca düzenlenen "21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı" programına TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Mahmut Özdil, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çiçek, Kuzey Makedonya Ülke Temsilcisi Osman Demirgül, Bölge Daire Başkanı Kemal Bulut ve Makedonya Maarif Okullarının yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileri katıldı.Programın açılış konuşmasını yapan Mütevelli Heyeti Üyesi Özdil, Vakfın yaklaşık 8 yıl önce faaliyete başladığını hatırlatarak, Türkiye'nin eğitim alanındaki birikimini dost ve kardeş ülkelerle paylaşırken ilişkileri de zenginleştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Türkiye Maarif Vakfının 55 ülkede 500'ü aşkın eğitim kurumunda 50 bini aşkın öğrencisi olduğuna dikkat çeken Özdil, bu başarının Türkiye Cumhuriyeti'nin makamlarının ve büyükelçiliklerinin büyük destekleriyle gerçekleştiğini vurguladı ve teşekkür etti.Kuzey Makedonya’nın Vakfın faaliyete başladığı ilk ülkelerden biri olduğunu ve şu anda iki ayrı kampüste bine yakın öğrenciyle faaliyetlerin sürdürüldüğünü ifade eden Özdil, TBMM Başkanının Maarif Okullarını ziyareti ve programa katılımının Vakıf mensuplarını onurlandırdığını belirtti.Programda konuşma yapan Kurtulmuş, öğrencilerle aynı çatı altında bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ve Maarif Okullarının Üsküp ve Kalkandelen dışındaki şehirlerde de açılması temennisini dile getirdi.Kurtulmuş, "Balkan coğrafyasıyla Türkiye arasındaki ilişkiler sadece farklı ülkelerin resmi ilişkilerinden ibaret değildir. Balkan ülkeleriyle Türkiye arasındaki ilişkinin ana ekseni, halklar arasındaki kardeşlik ve dostluk ilişkisidir. Hemen hemen Balkan coğrafyasının her köşesinde her farklı ırk ve kültür mensubu olan Balkan ülkeleriyle ilgili Türkiye'nin tarihten gelen kadim dostluk ve gönül köprüleri vardır." diye konuştu.İkili ilişkilerde zaman içerisinde çok büyük mesafeler kat edildiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin kültürel diplomasi kurumlarıyla hemen hemen Balkanların her yerinde Balkan halklarıyla ilişkileri kuvvetlendirecek çalışmalar ortaya koyduğunu ifade etti.Kuzey Makedonya başta olmak üzere Balkanlarda TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, Diyanet Vakfı, Vakıflar Genel Müdürlüğünce hayata geçirilen projelerle toplumsal kalkınmaya da destek olunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye sadece komşu olmanın ötesinde, aynı ortak tarihi benimseyen, aynı ortak kültürün içinden gelen, bu coğrafyada asırlardır birlikte yaşadığımız dostlarımızın, kardeşlerimizin güçlenmesi için çok büyük imkanları seferber etti. Gönlümüz arzu eder ki bundan sonra da bu ilişkileri çok daha güçlü bir şekilde sürdürmek nasip olsun." değerlendirmesinde bulundu.Kurtulmuş, yeni dünya dengesinde yıldızı parlayacak ülkelerden birinin Türkiye olacağını vurguladı.Türkiye'nin güçlenmesi ve büyümesinin, Balkan, Orta Doğu ülkelerinin güçlenmesi, doğu-batı gerilimlerinin azaltılarak dünyanın barış ve esenliğe doğru yol alması anlamına geleceğini dile getiren Kurtulmuş, bu kapsamda beraber yol alınacağını söyledi.Geleceğin en önemli teminatlarından birinin ortak kültürel zenginlik olduğunu aktaran Kurtulmuş, Balkanlardaki "Osmanlı barış düzeninin" tarihi bir hikayeden ibaret olmadığını, Balkanlarda etnik yapılarıyla kültürel farklılıklarıyla insanların bir arada yaşadığını belirtti. "İnsan sadece diliyle konuşmaz, gönlüyle de konuşur"Kültürün her alanında yapılacak desteklerin, hizmetlerin önemli ve her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bunun en başında gelen unsurun "dil" olduğunu belirtti.Gönül diliyle konuşmayı başarmış, bunu davranışlara da yansıtmış bir millet olduklarını dile getiren Kurtulmuş, "İnşallah Türkçenin yaygınlaşması, yaygınlaştırılmasıyla bu muazzam kültürel birikimimiz, gönül dili olarak ortaya çıkan birikimimizle çok geniş kitleler tarafından benimsenecek, özümsenecek, anlaşılacak ve sonraki nesillere aktarılacaktır." dedi....
Türkiye Maarif Vakfı ile Yaounde 2 Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği protokolüyle açılan Türkiye Araştırmaları Merkezi'nde Türkçe öğretmeni yetiştirme programını başarıyla tamamlayan ilk adaylar, törenle sertifikalarını aldı.Türkçe öğretmeni yetiştirme programı, TMV'nin desteğiyle Kamerunlu öğretmen adaylarına yönelik düzenlendi.Program kapsamında katılımcılara Türkçe dil bilgisi, öğretim yöntemleri ve Türk kültürü üzerine yoğun eğitim verildi.Eğitim programına katılan 9 öğretmen adayı, teorik ve uygulamalı dersleri başarıyla tamamladı.TMV'nin Kamerun'daki eğitim projeleri arasında daha fazla Türkçe öğretmeninin yetiştirilmesi ve ülkede Türkçe eğitimi veren okulların sayısının artırılması yer alıyor."Her geçen gün öğrenci sayısı artıyor"TMV Türkçe okutmanı Dr. Fatma Hoşça, 2021'de Kamerun'un ilk Türkçe kursunun TMV tarafından açıldığını kaydederek "Kamerunlu ilk Türkçe öğretmenlerini yetiştirmek TMV'ye nasip oldu." dedi.Hem üniversitelerden hem de özel okullardan Türkçe eğitimi talebi aldıklarını anlatan Hoşça, "Son yıllarda Kamerun'da Türk diline ve Türk kültürüne ilgi giderek artıyor." ifadesini kullandı.Halihazırda Türkiye Araştırmaları Merkezi'nde 60'tan fazla öğrencinin Türkçe öğrenimine devam ettiğini belirten Hoşça, her geçen gün öğrenci sayısının arttığını söyledi.Hoşça, Türkçe öğretmen adaylarına ölçme değerlendirme, sınıf yönetimi, öğretim yöntem ve teknikleriyle ilgili derslerin yanı sıra materyal tasarlama, geliştirme, uygulama ve değerlendirme, dil bilgisi ve dil kullanımları derslerinin verildiğini ifade etti.Eğitimini tamamlayan Türkçe öğretmenlerinden Maoloud Amadaye Souleyman da "2021 yılında ilk defa TMV Türkçe kursuna geldiğimde hiçbir şey bilmiyordum, şimdi Türkçe öğretmeni oldum." diye konuştu.Türkçe konuşmayı ve Türk kültürünü çok sevdiğini ve Türkçeyi zevkle öğrendiğini kaydeden Souleyman, Kamerunlu hemşehrilerine Türkçe öğretmek için sabırsızlandığını dile getirdi.Kamerun'da TMVFETÖ'nün yurt dışındaki faaliyetlerini engelleme çalışmaları kapsamında Kamerun'da 2018'de Türkiye Maarif Vakfına devredilen okullar, nitelikli insan kaynağı kapasitesinin geliştirilmesine katkı sunarken başarısıyla da Türkiye'nin gurur kaynağı oluyor.Kamerun'da FETÖ'den devralınan 6 okul, altyapı ve teknolojilerinin yenilenmesinin ardından TMV bünyesinde hizmet veriyor....