Farklı ülkelerden Türkiye’ye gelerek yükseköğrenimlerini tamamlayan Maarif öğrencilerinin mezuniyet töreni, birçok önde gelen haber ajansının gündeminde yer aldı. Bu tören, eğitimin yalnızca bireysel başarılarla sınırlı olmadığını; kültürlerarası diyaloğun, küresel barışın ve ortak değerlerin de taşıyıcısı olduğunu göstererek basının yoğun ilgisini çekti. Törene Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı, TRT Haber, TRT World, TRT Kurdi, 24 TV, Bengütürk TV ve Ülke TV muhabir ve ekipleri ve Yeni Şafak Gazetesi muhabiri olmak üzere 17 gazeteci katıldı. Program, 3 basılı gazetede, 8 TV kanalında, 32 internet sitesinde haber oldu. TRT AVAZ ve TRT 2 kanallarında mezuniyet törenine ilişkin haber ve program içeriklerine yer verildi. TRT Afrika ise farklı dillerde gerçekleştirdiği paylaşımlarla, özellikle hedef kitlelerinden mezunlarımıza dair özel bir dosya hazırladı.Ajanslar, Türkiye Maarif Vakfının 55 ülkede ulaştığı 70 bin öğrenciyle uluslararası ölçekteki etkisini, törendeki konuşmalar ve rakamlarla birlikte detaylı biçimde aktardı. Mezuniyetin, sıradan bir kutlamadan öte, evrensel değerlere ve dayanışmaya vurgu yapan bir içerikle tasarlanmış olması basının ilgisini artırdı. Anadolu Ajansı, TMV’nin eğitim modelini "dayatmacılıktan uzak, yerel ihtiyaçlara duyarlı ve evrensel değerlere açık" olarak tanımladı. Özdil’in, “Sizler yalnızca başarılı öğrenciler değil, aynı zamanda ortak değerlerimizi taşıyan güvenilir gönül köprülerimizsiniz” şeklindeki sözleri, mezun öğrencilerin barış elçileri olarak konumlandığını yansıttı.Mezuniyet Töreninde Filistin Teması Dikkatlerden KaçmadıGZT, törendeki uluslararası atmosferi ve öğrencilerin sembolik jestlerini ön plana çıkardı. Kep fırlatmak yerine Filistin’in direniş simgesi olan karpuz desenli kâğıt uçaklar uçuran öğrenciler, mezuniyetlerini anlamlı bir dayanışma mesajıyla taçlandırdı. Haberde, farklı ülkelerden gelen öğrencilerin ifadelerine yer verilerek Maarif’in öğrenciler üzerinde bıraktığı insani ve vicdani etki öne çıkarıldı. Kosovalı Ennur Pupus’un “Önemli olan ten rengimiz değil, hangi değerlerde buluştuğumuzdur” sözleriyle başlayan bölümde, Etiyopyalı Hamza Yimaj Hussien’in “Sesi duyulmayanların sesi olmak bizim görevimiz” ifadesi özellikle dikkat çekti. GZT, Türkiye Maarif Vakfının yalnızca akademik başarı değil; merhamet, adalet ve toplumsal duyarlılık gibi değerler üzerinden de mezunlarını donattığını aktardı.“İyi İnsanlar Yetiştirmek Vazifemizdir”Demirören Haber Ajansı ise haberinde törendeki atmosferi detaylı biçimde aktarırken, törende yer alan 101 öğrencinin 38 üniversitenin 39 farklı bölümünden mezun olduğunu vurguladı. Başkan Özdil’in, Maarif mezunlarının eğitim tercihlerinde ilk sırada tıbbın, ardından mühendislik ve sosyal bilimlerin geldiğini belirtmesi, öğrencilerin akademik çeşitliliğini gözler önüne serdi. Ajans, Özdil’in “Aklını ve irfanını insanlığın hizmetine sunmaya hazır iyi insanlar yetiştirmeyi temel vazifemiz sayıyoruz” sözleriyle haberine güçlü bir değerler vurgusu ekledi....
Türkiye Maarif Vakfı Pakistan Direktörü Selahattin Batur, "Kuetta'daki 3 okulun devralınmasıyla tüm Pakistan'daki FETÖ okullarının Türkiye Maarif Vakfına devir işlemlerini bugün itibariyle tamamlamış olduk." dedi. Ülkenin batısındaki Belucistan eyaletinin başkenti Kuetta'da bugün yapılan temaslar sonucunda Anayasa Mahkemesinin aralıkta aldığı karar doğrultusunda eyaletteki okulların devri yapıldı. Devir işlemleriyle ilgili gazetecilere bilgi veren Türkiye Maarif Vakfı Pakistan Direktörü Batur, Türkiye Maarif Vakfı heyetinin ilk olarak Eyalet İçişleri Bakanı Haydar Ali Şikoh'u ve Kuetta Kaymakamı Muhammed Haşim Gilzay'ı ziyaret ettiğini belirtti. Batur, Şikoh'un, kendi adına devir işlemine refakat edecek bir bakanlık yetkilisini görevlendirdiğini dile getirerek, "Kuetta'daki biri kız, biri erkek, biri karışık olmak üzere 3 okulun devralınmasıyla tüm Pakistan'daki FETÖ okullarının Türkiye Maarif Vakfına devir işlemlerini bugün itibariyle tamamlamış olduk." diye konuştu. Devir işleminin sorunsuz gerçekleştiğini söyleyen Batur, "Öğretmenlerle yaptığımız toplantıda çalışanlar başlarında bir Türk yönetici görmek istediklerini söyledi. Çünkü Türk bir yönetici onlar için bir garanti anlamı taşıyor ve Türklerle çalışmaktan memnun oluyorlar." ifadelerini kullandı. Okulların şu anki sisteminin güçlü bir merkezi yapıyla yönetileceğini kaydeden Batur, tecrübeli ve yabancı dili iyi konuşan öğretmenlerle mevcut durumun daha ileri taşınacağı bilgisini verdi. Pakistan Anayasa Mahkemesinin aralıkta aldığı karar doğrultusunda FETÖ terör örgütü ilan edilmiş, örgüte bağlı 28 okulun ise Türkiye Maarif Vakfına devredilmesine karar verilmişti. Türkiye Maarif Vakfı, bir aylık süreçte önce İslamabad'daki merkez yerleşkesini ardından da en çok okulun bulunduğu Pencap eyaletindeki okulları devralmıştı. Ocak ayı içerisinde Hayber Pahtunhva ve Sindh eyaletindeki okulları da devralan Türkiye Maarif Vakfı, bugün itibariyle Belucistan'daki okulları da devralarak ülkedeki tüm okulları bünyesine kattı....
Maarif Söyleşilerinin Ocak ayı konuğu TDV İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük oldu. Raşit Küçük 31.01.2019 Perşembe günü saat 11.00 deki programda “Resulullah Dönemi Medine’sinde Eğitim- Öğretim” konulu bir sunum yaptı. Konuşmasına Kur’an’ın bilgi ve öğrenmeye verdiği önemi ayetlerden örneklerle anlatarak başlayan hocamız Peygamberimizin eğitim öğretim metodunu farklı boyutları ile ortaya koymaya çalıştı. Yakın döneme kadar eğitim öğretim geleneğimizin refarans kaynağının Resulullah’ın Medinesi olduğunu ifade eden Raşit Küçük, Resulullah efendimizin Medine’deki uygulamalarının daima sonraki dönemlere ışık tuttuğunu, sonraki dönemdeki uygulamaların bu rol model üzerinde geliştiğini örnekleri ile izah etti. Kur’an’da arttırılması istenen tek şeyin “ilim” olduğunu ve bu düsturun uzun yıllar Müslümanlara kılavuzluk ettiğini, ancak bu durumun günümüzde gereği gibi idrak edilemediğini ifade eden Raşit Küçük, Peygamberimizin pek çok özelliği yanında en temel özelliklerinden birinin de “muallimlik olduğunu, bunun uygulamalarını Mekke’deki hayatından başlayarak bütün yaşamı boyunca ortaya koyduğunu söyledi. Mekke’de bir eğitim- öğretim sisteminden söz etmek mümkün olmasa da Peygamberimizin bire-bir uygulamalarında her zaman bir öğretmen gibi davrandığını, Medine’ye hicretten sonra ise Medine’de Mescid-i Nebevi’nin inşasından sonra bu mekânın temel bir eğitim kurumu olarak hizmet ettiğini, bunun sonraki dönemlere de de model olduğunu söyleyen Prof. Dr. Raşit Küçük bu mekanda dini bilgilerin, özellikle de Kur’an öğrenimi yanında devlet için gerekli diplomasi eğitimi gibi pek çok konuda eğitimlerin verildiğini ifade etti. Hem Mescid-i Nebevi’de hem de Mescid-i Nebevi’nin müştemilatı olarak inşa edilen odalarda da “Suffe ehli” dediğimiz gençlerin yatılı ve gündüzlü olarak eğitim gördüklerini, bu gençlerin hem Medine içinde yaşayan hem de Medine dışında yaşayan ailelerin gençlerinden oluştuğunu, bu usul ve geleneğin uzun yıllar boyunca İslam Devletinin her yanında uygulanmaya devam edildiğini Cami/Medrese merkezli eğitim sisteminin İslam’ın en temel eğitim modeli olduğunu ifade eden Raşit Küçük buralarda yetişen gençlerin İslam devletinin farklı yerlerine hem İslam dininin öğretilmesi hem de devletin işlerinin görülmesi için gönderildiğini söyledi. Resulullah efendimizin eğitim metodun özellikle vurgu yapan ve bunları örneklerle anlatan Prof. Dr. Raşit Küçük, Peygamber Efendimizin, herkese anlayacağı şekilde seviyesine göre hitap ettiğini, sorulan soruları ayrıntılı bir şekilde, gerektiğinde tekrar tekrar ve örnekler vererek anlattığını, yumuşak bir dil kullandığını, yüzünden tebessüm eksik olmadığını, karşısındakinin psikolojisine, zaman ve zemine dikkat ettiğini, eğitimde tedrici bir yol izlediğini, uygulamaya büyük önem verdiğini, anlatımlarında tasviri bir yöntem kullandığını, kişileri değil eylemleri övüp veya yerdiğini, halkın eğitimine de önem verdiğini bu nedenle Mescid-i Nebevi’de Perşembe günlerini erkeklere, Salı günlerini bayanlara sohbete ayırdığını, en temelde de kendisinin, kendi yaşayışıyla ümmetine örnek olduğunu dile getirdi. Raşit Küçük, Peygemberimizin aşırılığın her türlüsüne karşı olduğunu, “Nafile namazlarını neşe ve sürü zamanlarında kılınız, her daim namaz kılarak Allah’ı usandıramazsınız, hiç biriniz dini aşamazsınız” dediğini, sorular sormanın önemli olduğunu, “niçin” ve “nasıl” olmasaydı herkesin alim olabileceğinin altını çizdi. ...
Afganistan'ın Mezar-ı Şerif kentinde Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ait erkek, kız ve Herat kız lisesinden oluşan üç okulun yönetimi Türkiye Maarif Vakfına devredildi. Okul öğrencileri, devir teslim törenine katılan Türkiye'nin Mezar-ı Şerif Başkonsolosu Şevki Seçkin Alpay, Afganistan Eğitim Bakanlığı Müşaviri Necibullah Kamuran, TMV Afganistan Ülke Direktörü Şakir Voyvot ve öğretmenleri çiçeklerle karşıladı. Mezar-ı Şerif Erkek Lisesinde düzenlenen törende konuşan Afganistan Eğitim Bakanlığı Müşaviri Kamuran, Afganistan ile Türkiye eğitim bakanlıkları arasında yapılan anlaşma gereği ve bakanlar kurulunun onayı sonucu Afganistan'daki FETÖ okullarının 6'sını Türkiye Maarif Vakfına devrettiklerini ve geri kalan okulları da devredeceklerini söyledi. Anlaşmanın iki ülkenin yararına olduğunu ifade eden Kamuran, devralınan okulların kalitesinin arttırılacağını ve mevcut okul sayısının iki katına çıkartılacağını belirtti. Kamuran, Türkiye Maarif Vakfı'nın Afganistan'da eğitim alanında milyon dolarlık bir yatırım yapacağını kaydetti. Türkiye Maarif Vakfı Afganistan Ülke Direktörü Voyvot da devraldıkları okullardaki öğrenci ücretlerinden yüzde 20 indirim yapacaklarını vurguladı. Türkiye Maarif Vakfı okullarındaki öğrencilerin daha iyi imkanlarda kaliteli eğitim alacaklarını dile getiren Voyvot, ayrıca başarılı öğrencilere burs imkanı sağlanacağını ifade etti. Voyvot, ''TMV'nin tecrübeli öğretmenleriyle daha iyi hizmet vermeye gayret edeceğiz, bu konuda kimsenin endişesi olmasın'' dedi. Konuşmaların ardından okulların yeni personeli dualar eşliğinde görevine başladı. Böylece Afganistan'ın başkenti Kabil başta olmak üzere Herat, Mezar-ı Şerif, Kandahar, Nangarhar ve Cüzcan vilayetlerinde bulunan FETÖ'ye ait 12 okuldan 6'sı TMV'ye devredildi. İki ülkenin eğitim bakanlarınca 26 Şubat 2018'de FETÖ okullarının devriyle ilgili anlaşma imzalanmıştı. ...
Türkiye Maarif Vakfı, Pakistan’ın Haydarabad ve Jamshoro kentlerindeki devir işlemlerini tamamlanan okullarda faaliyete başladı. Türkiye Maarif Vakfı, Pakistan’ın Haydarabad ve Jamshoro kentlerindeki okulların devir işlemlerini tamamladı. Türkiye Maarif Vakfı heyetinde bulunan Türkiye Maarif Vakfı Pakistan Direktörü Selahattin Batur, yaptığı açıklamada, iki kampüsün devir işlemlerinin sorunsuz gerçekleştiğini kaydetti. Pakistan Anayasa Mahkemesinin Aralık 2018 tarihinde aldığı karar doğrultusunda FETÖ terör örgütü ilan edilmiş, örgüte bağlı okulların Türkiye Maarif Vakfına devredilmesine karar verilmişti. Türkiye Maarif Vakfı, kararın ardından ülkedeki okulların merkezi olan İslamabad'daki ana kampüs ile diğer okulları devralmış, ardından da önce Pencap sonra da Hayber Pahtunhva eyaletleri ile Sindh eyaletinin başkenti Karaçi'deki okulları bünyesine katmıştı. ...
Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, "Farklı seviyelerdeki öğrencilere Türkçenin öğretilmesine yönelik, iki yıldır üzerinde çalıştığımız bir program hazırlığımız vardı, büyük ölçüde tamamladık" dedi. Türkiye Maarif Vakfı tarafından, Türkçe öğretiminin uluslararası dil öğretimi standartlarında sürdürülmesi amacıyla hazırlanan Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı tanıtım ve değerlendirme toplantısı yapıldı. Vakfın Altunizade'deki merkezinde yapılan programa, yönetim kurulu üyeleri, müfredatın hazırlanmasına yardımcı olan akademisyenler ve eğitimcilerin yanı sıra farklı kurum ve üniversitelerden katılımcı katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Akgün, 34 ülkede eğitim verdiklerini ve yıl içerisinde 50 ülkede eğitim vermeye başlayacaklarını söyledi. Akgün, Maarif Vakfına ait her okulda Türkçe'nin öğrencilere öğretilmesi konusunda çalıştıklarını ifade ederek, "Müfredatlarımızın olmazsa olmaz bileşenlerinden birisi, Türkçenin öğretilmesidir. Bunun bir yolu, yöntemi, içeriği ve materyali gerekiyor onun için de anaokulundan lise son sınıfa kadar, kademelendirilmiş olan farklı seviyelerdeki öğrencilere Türkçenin öğretilmesine yönelik, iki yıldır üzerinde çalıştığımız bir program hazırlığımız vardı, büyük ölçüde tamamladık. Her sınıfta en az 4 saat olmak üzere anaokulundan lise sona kadar biz düzenli şekilde Türkçe eğitimi yapıyoruz ve amacımız da Avrupa dil yeterlilikleri standartları çerçevesinde B2 düzeyinde lise mezunu birisinin Türkçeyi kullanabileceği bir seviyeye getirmek, programımız bunu amaçlıyor." değerlendirmesinde bulundu. Dilin, kültürün en önemli taşıyıcısı olduğunu dile getiren Akgün, şunları kaydetti: "Bir dili öğretirken aslında kültürü de öğretiyorsunuz. Nurettin Topçu'nun dediği gibi, 'felsefesi olmayan bir milletin eğitimi de olmaz', dil de kültürün en önemli taşıcıyıcısıdır. Kullandığınız resimler, seçtiğiniz sözcükler, kavramlar, fotoğraflar, hikayeler hepsi aslında Türkiye'nin binlerce yıldır var olan değerlerinin evrensel düzeyde tanıtımına hizmet etmelidir. Materyal hazırlayan uzman arkadaşlara bunları söylüyoruz. Anadolu'nun irfan geleneğini, insanlığın evrensel değerleriyle birleştirecek olan bir dil geliştirmek gerekiyor. Buradaki en önemli şey, bizim gönül zenginliğimizdir. Sadece güç ve zenginlik odaklı değil, insanların kalbini ve gönlünü kazanacak olan insani dilin de tutturulması lazım. Kendi okullarımızın her birinde bir Türkiye köşesi hazırladık, orada Türkiye'nin kısa tarihi, kültürü, geçmişi, bugününü anlatıyoruz, en önemli şey Türkiye haritası üzerinde Hititlerden, Selçuklu, Osmanlı'ya kadar bu topraklardan gelmiş, geçmiş olan köklü medeniyetlerin mirası neyse harita üzerinde gösterip, tanıtıyoruz. Dolayısıyla Türkiye, dünya medeniyet ailesinin çok önemli ülkelerinden ve bölgelerinden birisidir." Maarif Vakfı okullarına yurtdışında ilgi olduğunu belirten Prof. Dr. Akgün, "Açtığımız ve devraldığımız her okula ilgi artıyor. Çünkü Türkiye'ye yönelik bütün dünyada bir ilgi var. Türkiye çok farklı bir değeri ifade ediyor, bir taraftan küreselleşme sisteminin parçası, bir taraftan Türk-İslam geleneğinin temsilcisi, bir taraftan Avrupa ile ilişkileri var, söylediği söz dünyada ilgi ve alaka topluyor, tv dizileriyle dünyaya açılıyoruz, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda Türkiye'ye, Türk diline karşı son zamanlarda artan ilgiye cevap vermeye çalışıyoruz. Maarif Vakfı'nın açmış olduğu okulların ilgi görmesi bu anlamda Türkiye'ye yönelik ilginin eğitim alanında bize yansıması olarak okuyoruz." diye konuştu. Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Türkben de, programda emeği geçenlere yaptığı teşekkür konuşmasında, “Öncelikle millet bilincinin oluşmasında, kültürümüzün korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında en güzel miras olan Türkçemizin kökleşip dal budak salmasına öncülük yapan başta hoca Ahmet Yesevi olmak üzere, Yusuf Has Hacip’i, Kaşgarlı Mahmut’u, Karamanoğlu Mehmet Bey’i ve kullandığı tertemiz Türkçe ile asırlardır muhabbetle gönül köprüleri kuran Yunus Emre’yi rahmetle ve minnetle anıyorum. Onların yolunu takip edip Türkçemizin Dünya dili olması noktasında yine katkı sağlayan yakın çağ öncülerimizi de bu vesileyle hayırla yad ediyorum. Yabancı Dil olarak Türkçe dilinin öğretimi alanında, özelikle örgün eğitim kapsamında okul öncesinden üniversiteye kadar kademelere göre yapılandırılmış bir programa duyulan ihtiyaç, bizi vakıf merkezimizde Türkçe öğretimi alanında özel bir birim oluşturmaya sevk etmiş oldu. Bu kapsamda Türkçe Öğretimi Koordinatörlüğümüzün öncülüğünde 9 ay boyunca yapılan çalıştay ve toplantılar neticesinde hamd olsun bugünle gelmiş olduk. Bu çalışmalarda yer almış olan ve hakikaten özveri ile gönüllü bir şekilde hafta sonlarını özelikle tahsis eden akademisyenlerimize ve hocalarımıza şükranlarımı arz ediyorum.” dedi. Türkçe Öğretimi Koordinatörü Doç. Dr. İbrahim Gültekin ise, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Gültekin, geçekleştirdiği sunum ile programını önemini anlattı. Ardından Türkiye Maarif Vakfı Müteveli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Ahmet Bilgili moderatörlüğünde düzenlenen “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı” panelinde konuşmacı olarak Prof. Dr. Yasemin Aydoğdu, Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen, Prof. Dr. Mustafa Kurt ve Doç. Dr. Özay Karadağ’ın katılımı ile gerçekleştirildi. Programın sonunda çekilen hatıra fotoğrafı ile sonra erdi. ...
Pakistan'ın Sindh eyaletindeki Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) bağlı tüm okulların Türkiye Maarif Vakfına devir işlemleri tamamlandı. Ülkenin güneyindeki Sindh eyaletinin başkenti Karaçi'de bugün yapılan temaslar sonucunda Anayasa Mahkemesinin aralıkta aldığı karar doğrultusunda okulların devri yapıldı. Türkiye'nin Karaçi Başkonsolosu Tolga Uçak, Türkiye Maarif Vakfı Pakistan Direktörü Selahattin Batur ve Türkiye Maarif Vakfı Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Mustafa Özdil'in yer aldığı heyet ilk olarak Sindh Eyaleti İçişleri Bakanı Abdul Kabir Kazi ile bir araya geldi. Pakistan Anayasa Mahkemesinin açıkladığı karar doğrultusunda FETÖ okullarını teslim almaya hazır olduklarını ifade eden heyet, daha sonra Karaçi'nin Gülşen-i İkbal bölgesinde bulunan kampüse giderek örgüte bağlı PakTürk okullarının eyaletteki tüm okullarını devraldı. Özdil, yaptığı açıklamasında, eyaletlerdeki resmi temsilcilerle okulların devri için gerekli prosedürleri görüştükten sonra heyet tarafından daha sonra devir sözleşmelerinin imzalandığını söyleyerek "Kazi bize eyalet olarak Türkiye Maarif Vakfı okullarından beklentileri olduğunu ve eyalette Türkçe öğrenimine büyük bir talep olduğunu söyledi. Biz de Türkiye Maarif Vakfı olarak devraldığımız okullarda eğitim kalitesini yükselteceğimizi, Türkçenin yaygınlaştırılması ve Türk kültürüne yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için çalışacağımızı ifade ettik." diye konuştu. Pakistan Anayasa Mahkemesinin aralıkta aldığı karar doğrultusunda FETÖ terör örgütü ilan edilmiş, örgüte bağlı okulların Türkiye Maarif Vakfına devredilmesine karar verilmişti. Türkiye Maarif Vakfı, kararın ardından ülkedeki okulların merkezi olan İslamabad'daki ana kampüs ile diğer okulları devralmış ardından da önce Pencap sonra da Hayber Pahtunhva eyaletindeki okulları bünyesine katmıştı. ...