.
Haber Sayfası Banner Görseli

Haberler

  • Temmuz 10, 2025 Maarif Mezuniyet Töreni Ülke Basınında Geniş Yer Buldu

    Farklı ülkelerden Türkiye’ye gelerek yükseköğrenimlerini tamamlayan Maarif öğrencilerinin mezuniyet töreni, birçok önde gelen haber ajansının gündeminde yer aldı. Bu tören, eğitimin yalnızca bireysel başarılarla sınırlı olmadığını; kültürlerarası diyaloğun, küresel barışın ve ortak değerlerin de taşıyıcısı olduğunu göstererek basının yoğun ilgisini çekti. Törene Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı, TRT Haber, TRT World, TRT Kurdi, 24 TV, Bengütürk TV ve  Ülke TV muhabir ve ekipleri ve Yeni Şafak Gazetesi muhabiri olmak üzere 17 gazeteci katıldı.  Program, 3 basılı gazetede, 8 TV kanalında, 32 internet sitesinde haber oldu. TRT AVAZ ve TRT 2 kanallarında mezuniyet törenine ilişkin haber ve program içeriklerine yer verildi. TRT Afrika ise farklı dillerde gerçekleştirdiği paylaşımlarla, özellikle hedef kitlelerinden mezunlarımıza dair özel bir dosya hazırladı.Ajanslar, Türkiye Maarif Vakfının 55 ülkede ulaştığı 70 bin öğrenciyle uluslararası ölçekteki etkisini, törendeki konuşmalar ve rakamlarla birlikte detaylı biçimde aktardı. Mezuniyetin, sıradan bir kutlamadan öte, evrensel değerlere ve dayanışmaya vurgu yapan bir içerikle tasarlanmış olması basının ilgisini artırdı. Anadolu Ajansı, TMV’nin eğitim modelini "dayatmacılıktan uzak, yerel ihtiyaçlara duyarlı ve evrensel değerlere açık" olarak tanımladı. Özdil’in, “Sizler yalnızca başarılı öğrenciler değil, aynı zamanda ortak değerlerimizi taşıyan güvenilir gönül köprülerimizsiniz” şeklindeki sözleri, mezun öğrencilerin barış elçileri olarak konumlandığını yansıttı.Mezuniyet Töreninde Filistin Teması Dikkatlerden KaçmadıGZT, törendeki uluslararası atmosferi ve öğrencilerin sembolik jestlerini ön plana çıkardı. Kep fırlatmak yerine Filistin’in direniş simgesi olan karpuz desenli kâğıt uçaklar uçuran öğrenciler, mezuniyetlerini anlamlı bir dayanışma mesajıyla taçlandırdı. Haberde, farklı ülkelerden gelen öğrencilerin ifadelerine yer verilerek Maarif’in öğrenciler üzerinde bıraktığı insani ve vicdani etki öne çıkarıldı. Kosovalı Ennur Pupus’un “Önemli olan ten rengimiz değil, hangi değerlerde buluştuğumuzdur” sözleriyle başlayan bölümde, Etiyopyalı Hamza Yimaj Hussien’in “Sesi duyulmayanların sesi olmak bizim görevimiz” ifadesi özellikle dikkat çekti. GZT, Türkiye Maarif Vakfının yalnızca akademik başarı değil; merhamet, adalet ve toplumsal duyarlılık gibi değerler üzerinden de mezunlarını donattığını aktardı.“İyi İnsanlar Yetiştirmek Vazifemizdir”Demirören Haber Ajansı ise haberinde törendeki atmosferi detaylı biçimde aktarırken, törende yer alan 101 öğrencinin 38 üniversitenin 39 farklı bölümünden mezun olduğunu vurguladı. Başkan Özdil’in, Maarif mezunlarının eğitim tercihlerinde ilk sırada tıbbın, ardından mühendislik ve sosyal bilimlerin geldiğini belirtmesi, öğrencilerin akademik çeşitliliğini gözler önüne serdi. Ajans, Özdil’in “Aklını ve irfanını insanlığın hizmetine sunmaya hazır iyi insanlar yetiştirmeyi temel vazifemiz sayıyoruz” sözleriyle haberine güçlü bir değerler vurgusu ekledi....

  • Temmuz 08, 2019 Emine Erdoğan’dan, Maarif Okullarına ziyaret

      Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna'da bulunan Türkiye Maarif Vakfı Okullarını ziyaret etti. Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirve Toplantısı'na katılmak ve resmi temaslarda bulunmak Saraybosna'da bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretine refakat eden Emine Erdoğan ve beraberindeki Bosna Hersek Devlet Konseyi Başkanı'nın eşi Vildana Caferoviç Saraybosna'da faaliyet gösteren Türkiye Maarif Vakfı’na ait Maarif Okullarını birlikte ziyaret ettiler. Okulda Sayın Erdoğan’ı karşılayan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, vakıfın ülkedeki çalışmaları hakkında bilgi verdi. Daha sonra heyet, okulda öğrenci ve öğretmenlerle bir araya gelerek fotoğraf çekip sohbet ettiler. Erdoğan beraberindekilerle birlikte, Boşnak kadınlar tarafından hazırlanan el sanatları ve resim sergisini ziyaret etti. Erdoğan, twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Saraybosna'da Bosna Hersek Devlet Konseyi Başkanı'nın eşi Vildana Caferoviç ile Türkiye’nin gururu maarif okullarını ziyaret ettik faaliyetleri hakkında bilgi aldık. Ayrıca el sanatları merkezinde Boşnak kardeşlerimizin el emeği ürünleri görmekten memnuniyet duydum" ifadelerine yer verdi. ...

  • Temmuz 06, 2019 Türkiye Maarif Vakfı 2023 Stratejisi İçin Kampa Girdi

    “2023 Hedefi: Kurumsal Kalite Kültürü ve Finansal Yeterlilik” Türkiye’nin Uluslararası eğitimde dünyaya açılan marka kurumu olan Maarif Vakfı, 2016’daki kuruluşunun ardından 34 ülkede yürüttüğü eğitim faaliyetlerini yaygınlaştırmak, kurumsal kalite hedeflerini gerçekleştirmek için 2020-2023 Stratejik Plan Çalışmasını Kızılcahamam’da iki günlük bir çalıştay ile ele aldı. Türkiye’nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan penceresi olan ve 2016’da TBMM’de 6721 Sayılı yasayla kurularak faaliyete geçen Türkiye Maarif Vakfı, 2020-2023 Stratejik Plan Çalışması için iki günlük kampa girdi. Vakfın Mütevelli Heyeti, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinden oluşan ve Başkan Prof. Dr. Birol Akgün’ün başkanlığında toplanan Vakfın yönetim organları 2020-2023 stratejik plan çalışmasında dört temel strateji belirledi. Buna göre stratejiler; “Kurum kültürü ve kalitenin geliştirilmesi, Finansal yeterliliğin sağlanması, İnsan kaynağının güçlendirilmesi ve Eğitimde uluslararası bir marka olunması” alt başlıkları ile öne çıkarıldı. İlk üç yılında kuruluş ağırlıklı çalışmalar yürüten Türkiye Maarif Vakfı, ülkenin dünyadaki varlık ve genel hedefleri kapsamında önümüzdeki dört yıllık stratejik planını “Kurumsal Kalite Kültürü ve Finansal Yeterlilik” olarak belirledi. Kalite-Kapatise-Kaynak başlıkları çerçevesinde çalıştayda “Verimlilik-Etkinlik-Sürdürülebilirlik” kriterlerine yönelik alt başlıklar tek tek ele alındı. Vakıf, 6721 Sayılı Kanununun 1. Maddesindeki “Yurtdışında insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak örgün ve yaygın eğitim hizmetleri verme” amacına yönelik 2017-2019 Stratejik Planındaki gerçekleşme durumlarını ele aldı. Geçmişin değerlendirmesiyle beraber 2023’e dönük dört yıllık stratejik planını çıkardı. Buna göre TMV son üç yılda dünyanın 100 ülkesi ile aktif temasa geçti. 2019 Temmuz ayına kadar 34 ülkede, 280 okulda 33 bin öğrencisi ile Türkiye’nin uluslararası eğitime açılan kapısı oldu. Ayrıca Türkçe’nin örgün eğitim kurumlarında öğretilmesi de Maarif Vakfı’nın stratejik planında önemli yer tuttu. Planda etkin Türkçe öğretimi sağlanarak Türkçenin uluslararası ölçekte tercih edilir diller arasında olmasının önemine vurgu yapıldı. Vakfın 2023 Stratejik plan çalışmasına Mütevelli Heyeti, Yönetim ve Denetim Kurulu ile ilgili Vakıf çalışanları katıldı. ...

  • Temmuz 05, 2019 Sierra Leone Maarif Okulları’nda Karne Heyecanı

    Sierra Leone Uluslararası Maarif Anasınıfı ve İlkokul öğrencileri 2018-2019 eğitim yılı sona ermesiyle birlikte karne töreni düzenlendi.  Okullarda tertiplenen törene Türkiye’nin Freetown Büyükelçisi Deha Erpek, Türkiye Maarif Vakfı Sierra Leone Direktörü Hurşit Büyükmatur’un yanı sıra bürokratlar ve veliler katıldı. Törende konuşma yapan Büyükelçi Erpek, modern bir eğitim kurumu olarak Maarif Okulları’nın kısa sürede kaliteli ve başarılı eğitimde kendini ispatladığını ifade etti. Erpek, Maarif Sierra Leone Okulu’nda görev yapan öğretmen ve yöneticileri özverili çalışmaları nedeniyle tebrik etti. Ülke Direktörü Hurşit Büyükmatur da başarılı bir eğitim öğretim sezonu geçirdiklerini belirterek, Maarif Okulları’ndan gelecek eğitim öğretim sezonunda yeniliklerle öğrencilerin başarısını daha ileriye götürecek farklı çalışmalar başlattıklarını söyledi. Ardından büyükelçi Erpek, katılımcılarla birlikte öğrencilere karnelerini dağıttı. Öğrencilerle birlikte karne heyecanını yaşayan veliler ise Türkiye Maarif Vakfı yetkililerine teşekkür ettiler. ...

  • Temmuz 05, 2019 Afganistan'da 5 Okul Daha Türkiye Maarif Vakfı’na Devredildi

    Afganistan'ın başkenti Kabil ve Kandahar vilayetinde FETÖ 5 okulu daha Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi. Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Eğitim Bakanlıkları arasında 2018 yılında imzalanan Afgan-Türk Okulları’nın yönetiminin Türkiye Maarif Vakfı’na devrine dair anlaşmaya istinaden, Afganistan’daki Afgan-Türk Kabil Ariana Erkek Lisesi, Kabil Kız Lisesi, Kabil Dâru’l-Ulûm Lisesi, Kabil Bereket Uluslararası Lisesi ve Kandahar İlkokulu’nun Türkiye Maarif Vakfı’na devri 5 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleşti. Böylelikle, iki ülke arasında 26 Şubat 2018 tarihinde imzalanan ve Birleşmiş Milletler Sekretaryası tarafından geçtiğimiz günlerde tescil edilen Uluslararası Anlaşmaya göre, ülkedeki 13 FETÖ iltisaklı okulun Türkiye Maarif Vakfı’na devri tamamlanmış oldu....

  • Temmuz 04, 2019 Türkiye Maarif Vakfı’nda 15 Temmuz Paneli

    15 Temmuz darbe girişiminin 3. yıl dönümü vesilesiyle Türkiye Maarif Vakfı Genel Merkezi’nde “15 Temmuz’u Anlamak” başlığıyla bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Doç. Dr. Cahit Bağcı’nın üstlendiği panele, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan ve SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman katıldı. Panelin açılışında konuşan Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, 15 Temmuz’un, siyasi açıdan Türkiye adına çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, hain darbe girişiminin ne anlama geldiğinin her geçen gün daha iyi anlaşılmaya başlandığının altını çizdi. Akgün, o gece büyük bir travma yaşandığına işaret ederek, “Bu hakikaten siyasi bir travmaydı ama, şiddetin siyasi iktidarı değiştirme yönünde nasıl kullanılabildiğini göstermesi bakımından son derece acılı bir olaydı” diye konuştu. Vatandaş tarafından ortaya konulan iradenin Kuva-i Milliye ruhunun tezahüründen başka bir şey olmadığını vurgulayan Akgün, “O gece darbe yapmaya kalkan, demokratik yolla seçilmiş olan siyasi iradeyi iş başından uzaklaştırmak için şiddet kullanan insanların arkasındaki yapı; yıllarca siyasetle ilişkisinin olmadığını, eğitimi ve insan yetiştirmeyi öncelediğini söyledi. Ve güya bu hedefi gerçekleştirebilmek uğruna dünyanın farklı ülkelerinde sözde iyi niyetle okullar açtı” ifadelerini kullandı. Akgün, Türkiye Maarif Vakfı olarak yurt dışında bulunan FETÖ iltisaklı pek çok okulun, tekrar asıl sahibi olan millete teslim edilmesi hususunda gayret gösterdiklerini anlattı. Vakfın icraatlarından da bahseden Akgün, Türkiye Maarif Vakfı’nın çok kısa bir sürede dünyanın 34 ülkesinde, son derece açık, şeffaf, herhangi bir gizli ajanda barındırmayan eğitim çalışmaları yürüttüğünü, 100 ülke ile temas halinde olduğunu, dünyadaki eğitim trendlerini de yakından takip ettiğini dile getirdi. “15 Temmuz’un pek çok açıdan incelenmesi gerekiyor” Panelde ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. Atilla Yayla, darbe girişiminin Türkiye’nin siyasi tarihinin en mühim olaylarından biri olduğuna değinerek, şu değerlendirmede bulundu: “15 Temmuz pek çok açıdan önem taşıyor. Dolayısıyla tafsilatlı bir şekilde incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye bunu yavaş yavaş yapıyor. Ama atılması gereken daha çok adım var. 15 Temmuz bir darbe teşebbüsüydü. Ve fakat, Türkiye tarihinin gördüğü belki de en korkunç, en sinsi darbe teşebbüslerinden biriydi. Pek çok faktörün bir araya gelmesi sayesinde püskürtüldü ve Türkiye tarihinin en önemli olaylarından biri olarak tarihe geçti. 15 Temmuz’un diğer darbelerde ve darbe girişimlerinden hem ortak hem de farklı yönleri bulunuyor. Onu diğerlerinden farklı kılan en önemli unsur, ordu dışından idare edilmiş olması. FETÖ dediğimiz örgüt, ordudaki kaba ve basit mantıkla işleyen bir darbe teşebbüsü gerçekleştirmedi. Aslında FETÖ’nün amacı bir iktidar değişikliği yapmaktan ziyade, Türkiye’de hakimiyeti tesis ederek belki de yepyeni bir sistem inşa etmek ve kendi kafalarına göre bir toplum oluşturmaktı. Buna uygun bir örgütlenme içerine girmişlerdi” Prof. Dr. Yayla’nın ardından söz alan Doç. Dr. Abdurrahman Babacan da 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki süreci anlatarak, olan biteni bir işgal hazırlığı planının en son aşaması olarak yorumladı. Babacan, “FETÖ, devletin kılcal damarlarına kadar işlemiş. Ancak sosyolojideki karşılıkları çok sınırlı. Dolayısıyla ‘Biz devleti ele geçirelim, buradan bir sivil toplum, bir sermaye yapısı dizayn edebiliriz' düşüncesindeydi. Hatırlayalım, 25 Aralık’ta kendilerine sivil alanda rakip olabilecek başka aktörlerin ve iş insanlarının üstüne gittiler. Dolayısıyla devleti ele geçireceklerdi ve sonra da hem sermayenin, hem akademik ve entelektüel kitlenin, hem sivil toplumun, hem de medya dünyasının tahakkümünü ellerine geçireceklerdi. Olayın bence asıl fotoğrafını görmek için buralara bakmak lazım” dedi. “Batı yerli ve milli bir hükümet istemiyor” Doç. Dr. Babacan’ın ardından konuşan Prof. Dr. Muhittin Ataman, 15 Temmuz’da yaşananların askeri darbenin çok ötesinde bir olay olduğunu dile getirerek, gün geçtikçe de bunun ne kadar farklı ve karmaşık bir hadise olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Ataman, “Batı medyası darbenin gerçekleştiğinin, Türkiye’de hükümetin düştüğünün yaygarasını yaptı. Bu, temennilerin hakikatmiş gibi yansıtılmasından başka bir şey değildi. Darbe girişimi bastırıldıktan sonra da söz konusu tavırda herhangi bir değişiklik yaşanmadı. Türkiye’nin sanki darbe sonrası demokrasiye geçeceği yönünde yayınlar yapmayı sürdürdüler. Halbuki askeri darbenin demokrasinin katledilişi olduğunu, demokratik yollarla iktidara gelmiş bir hükümetin zorla değiştirilmesi teşebbüsünü tersine çevirerek, tersinden okumaya çalıştılar. Bu yaklaşım, onların ne kadar az dürüst olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Batı’nın yerli ve milli bir hükümet istemediğini, Türkiye’nin Ankara’dan değil, başka bir merkez üzerinden yönetilmesi için çabaladığını ortaya koyan bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Prof. Dr. Ataman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öyle anlaşılıyor ki bu önümüzdeki gün ve yıllarda bu karşıtlık devam edecek. Ya o hiyerarşik, geleneksek ast-üst ilişkisi şeklinde cereyan eden süreç vukuu bulacak ya da eşitler arasında ilişkiler kurulmuş olacak. Bugünden baktığımız zaman ABD ile yaşadığımız; mesela S-400 sorunu, F-35 uçak krizi gibi konularda Batılıların alışık olmadığı bir söylem söz konusu. Yani Türkiye onlarla eşit bir taraf, muhatap, aktör olarak masaya oturmak istediğini söylüyor ama onlar son zamanlara kadar, neredeyse 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam eden süreçte o hiyerarşik ilişkiyi, kendilerine bağımlı bir Türkiye yönetimini istiyorlar. Zaten iki taraf arasındaki ilişkilerin böylesine gerilmesinin bana göre en temel nedeni de budur. Yani ya yeni Türkiye'nin bu siyasal üslubunu kabul edecekler veya bu gerilim giderek, artarak devam edecek. İnşallah ülkemizin aleyhine olmaz ama Batılı aktörler, Türkiye’yi bir kopuşa zorluyor.” ...

  • Temmuz 03, 2019 Etiyopya’da FETÖ Okulları Türkiye Maarif Vakfı’na Devredildi

    Etiyopya’nın doğusundaki tarihi Harar şehrinde Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) ait okullarını Türkiye Maarif Vakfı devraldı. Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Doç. Dr. Cihad Demirli, Etiyopya Direktörü Levent Şahin ve Afrika Bölge Koordinatörlüğü Uzman Yardımcısı Bilal Yıldırım’dan oluşan heyet; FETÖ’nün, Harar şehrinde “Rainbow Derneği” adıyla kurduğu ve içerisinde anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde eğitimin verildiği kampüsü teslim aldı. Etiyopya Sivil Toplum Kuruluşları Ajansı’nın himayesinde bulunan ve FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle Türkiye Maarif Vakfı’na devrine karar verilen okullara, çok sayıda yerel ve federal yetkilinin nezaretinde girildi. Halka okulun satılacağı, çalışanlara da işten çıkarılacakları şeklinde bilgilendirme yapan FETÖ iltisaklı kişilerin, devir işleminden önce okulları terk ettiği anlaşıldı. Türkiye Maarif Vakfı heyeti, halk temsilcileri ve çalışanlarla bir araya gelerek bilgilendirme toplantısı yaptı. Yaklaşık 8 dönümlük bir arazi üzerine kurulu kampüste anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimlerinin verildiği binaların yanı sıra, henüz faaliyete geçmemiş bir hastane binası da bulunuyor. 2 Yıllık Çalışmanın Sonucunda Alındı Sürece ilişkin değerlendirmede bulunan Mütevelli Heyeti Üyesi Doç. Dr. Cihad Demirli, yaklaşık 2 yıllık bir çalışmanın sonucunda bu okulları almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Etiyopya’da ilk teslim alınan okulların Harar’daki okullar olduğunu ifade eden Demirli, diğer şehirlerdeki okulların teslimine ilişkin çalışmaların sürdüğünü aktardı. Vakfın 33 ülkede, 272 okulu, Afrika’da ise 20 ülkede 127 okulu bulunduğunu dile getiren Demirli, Etiyopya’nın Türkiye için büyük önem arz ettiğini, bu nedenle gelişmenin onur verici olduğunu belirtti. Demirli, “Okulun öncelikle Etiyopya ve Hararlılara daha sonra da iki ülke halkının birbirini daha iyi tanımasına vesile olmasını umuyoruz” dedi. Okul sayesinde var olan tarihi bağların daha da kuvvetleneceğini ifade eden Demirli, şehirde restore edilen Osmanlı Konsolosluğu binasının kültür merkezi olarak işlev göreceğini dile getirdi. ...