Aralık 07, 2021
Türkiye Maarif Vakfınca organize edilen ve geleneksel hale gelen Maarif Söyleşilerinin bu ayki konuğu yazar ve akademisyen Yusuf Kaplan’dı.
“Dünden Bugüne Maarif Meselemiz” başlıklı söyleşide Kaplan, tarih felsefesi ve eğitim felsefesinin odaklanacağı yerin asr-ı saadet olduğuna işaret ederek özellikle bazı felsefecilerin altın çağ arayışına itiraz ettiklerini belirtti. “Çünkü bu, kişinin kendi çağını ve kendisini aşağılaması sonucunu doğurabilir.” diyen Yusuf Kaplan, bu durumun başkasının sırtından geçinmek veya sorumluluğu başkasının üstüne atmakla eş anlamlı olduğunu söyledi.
Yusuf Kaplan, “Gerçekten önümüzü açacak bir yolculuk yapabilmemiz için bizim yeni Yunusları, Itrileri, Sinanları, Gazalileri, İbn-i Sinaları, İbn Haldunları yetiştirmemiz lazım. Bir eğitim sistemi çınarlarıyla ayakta durur, asırlık çınarlarıyla ayakta durur. Bir eğitim sistemi asırlarca sadece bir çınarı yetiştirmek için nefes tüketir.” Sözleriyle, asli vazifenin adam yetiştirmek olduğunu vurguladı.
Müslüman olma coşkusunu yaşamanın ve hissedebilmenin kritik olduğuna değinen Kaplan, Müslümanların, Müslüman olma coşkusunu yaşamak için yaşadıklarına atıfta bulunarak merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin’de Müslüman olma coşkusunu iliklerine kadar yaşayan adamın görülebileceğini aktardı. Yusuf Kaplan, Müslüman olma coşkusunu ise şöyle tanımladı: “Tarih yapmak demektir, tarihi yaptığını hissetmek demektir. Başkalarının yaptığı ve sürüklediği bir nesne olmaktan çıkarak sizin tarihi önünüze katıp sürüklediğiniz bir özne konumuna yükselmek demektir.”
Kaplan sözlerini şöyle tamamladı: “Hiçbir şekilde umutsuz olmayın. Herkesten beslenmeye çalışın. Ama kişiliğinizi, ahlâkınızı ve istikametinizi önemseyin. Ben samimiyet, ehliyet ve istikamet üzerine yürüyorum. Kesinlikle şikayet etmeyin, bir hikaye inşa edin. Enerjinizi kişilerle uğraşarak kaybetmeyin, hedefinize kilitlenin. Bu ülkenin geleceğinin şekillendirilmesinde bizler rol oynayacağız.”